Değerli kardeşimiz,
Mesele içtihadî bir mevzuudur. Şöyle ki, altın, yaratılışı itibariyle bir paradır. Bugün para olarak kullanılmasa da paranın değerini belirleyen bir güce sahiptir. Dolayısıyla para gibi değerlendirilmektedir. Altını bir para kabul edince, onun bugünkü parayla değişiminde, parayla paranın mübadelesi (sarf) hükümleri cereyan edecektir. Bu hükümlerin en önemlisi, mübadelenin peşin olmasıdır. Araya bir dakika bile zaman girse bu faiz olarak değerlendirilmiştir.
Bu hükümler, günümüz altın hesabında gerçekleşiyor mu gerçekleşmiyor mu? Gerçekleştiğini düşünen ve söyleyenler altın hesabına caiz diyorlar. Gerçekleşmediğini söyleyenler ise caiz görmüyorlar ve diyorlar ki, peşin bir alışveriş olmuyor burada ve insanın eline altın geçmiyor. Buna karşılık caiz görenler de diyorlar ki, kişinin eline altın geçmese de ona vekâleten banka, altın satın alıyor ve altın borsasına emanet ediyor. Sahibi, istediğinde bu altını oradan alabiliyor ya da paraya çevirebiliyor. Yani tasarrufuna açık bulunuyor. Faizsiz banka yetkililerinin de açıklamaları bu yöndedir. Onlara göre de altın hesabına yatan para, altın borsasında anında işleme konuyor ve kasaya altın ayrılıyor. Bu açıklamalar muvacehesinde, altın hesabında kanaatimizce mahzur bulunmamaktadır. Bununla beraber, yine kanaatimizce en güzeli, eldeki parayı, hem dinimizce caiz görülen hem de teşvik edilen mudarebeye (katılım hesabına) yatırmaktır. Mudarebe ortaklığı Peygamber Efendimiz tarafından bir bereket vesilesi olarak görülmüştür.
Selametle kalın.