Değerli kardeşimiz,
Esas olan, kadının kadın doktorda, erkeğin de erkek doktorda muayene olmasıdır. Bu iki durumun tersine bir uygulama ancak zarurete bağlanmalıdır. Yani zaruret olursa, kadın, erkek doktora, erkek de kadın doktora muayene olabilir. Bu zarureti ise bulunulan hastane imkânları, kişinin maddî durumu, doktorlardaki uzmanlık, uzmanların azlığı gibi durumlar belirler. Hastane ve doktor tercihlerinin yapılabildiği günümüzde, mümkünse bu tercihler nazara alınmalı, erkekler erkek doktorları, kadınlar da kadın doktorları tercih etmelidir. Ancak bu mümkün olmayacaksa veya mevcut doktorlardan en uzman olanı karşı cinstense, zarurete binaen o tercih edilir.
Yalnız burada doktora düşen bir görev vardır: O da ruhsatları zaruret miktarınca kullanmasıdır. Yani onun, bakması ve dokunması gereken yere, ihtiyaç kadar bakıp dokunması, ihtiyaç olmayan yerlere ise bakmaması ve dokunmaması gerekir. Burada kabul edilmiş genel ölçü şudur: “Zaruretler, kendi miktarınca takdir edilir.” Yani ne kadar ruhsatla o zaruret aşılacaksa, o ruhsatın ötesine geçmemek icab eder.[1]İbn Âbidîn, Haşiyet-ü Reddi’l-Muhtâr, 6/371.
Burada az da olsa günümüzdeki rastlanılan çarpık bir anlaşıya da işaret edelim: Bazıları, doğumu yaptıracak doktorun güçlü olması gerektiğinden hareket ederek, doğum doktorunun erkek olması gerekeceğini düşünebiliyorlar. Hâlbuki günümüzde pekâlâ kadınlar da rahatlıkla doğum yaptırabilmektedirler. Dolayısıyla kadın doktorun bulunduğu bir yerde erkek doktora doğum yaptırmak caiz değildir. (Kaynak: Kadın ve Aile İlmihali)
Selametle kalınız.
Dipnotlar
⇡1 | İbn Âbidîn, Haşiyet-ü Reddi’l-Muhtâr, 6/371. |
---|