Bir insanın konuşmasının delili dudaklarını veya dilini kıpırdatmasıdır. Dilini veya dudaklarını kıpırdatmayan bir insanın konuştuğunu söyleyemeyiz.
İşte aynı şekilde namazda veya namaz dışında kıraatın gerçekleşebilmesi için dudakların ve dilin kıpırdatılması gerekir. Bunun dışında, içinden veya gözle yapılan okumalar, kıraat sayılmaz. Bunlar olsa olsa tefekkür veya tahayyül nevinden şeyler olur. Buna okuma değil düşünme denir. Oysa namazın rükünlerinden birisi de kıraattir. Rükünlerden biri olmayınca namazın sıhhati olmaz. Bu açıdan namazlarda içimizden okuduğumuzda dudakların ve dilin kıpırdatılması gerekir.
Namazda imamın veya tek başına namaz kılanların gizli okuyuşu; kendi duyabileceği bir sesle, fısıldar gibi, harfleri yerinden çıkarmak ve niteliklerini uygulamak suretiyle okumasıdır.