Namaza niyet ederken, türkçe mi, yoksa arapça mı yapmak daha efdaldir?
Namaza başlarken yapılacak olan niyetin illa dille söylenmesi yani niyet edilen şeyin telaffuz edilmesi şart değildir. Niyetin mahalli kalptir. Niyet, yapılacak olan şeye kalbin kast etmesidir. Hanefi fukahası kalbin kastettiği o ibadeti, dilin tercüman olmasını müstehap görmüştür.(1) Yalnız İmam Rabbani’nin bu konuyla ilgili şöyle bir görüşü de vardır: “Gafletin hüküm-fermâ olduğu şu devirde, niyet ağızla yapılmamalı, dilin telaffuzu terkedilmeli. Çünkü ağız bunu söylerken, asıl kalp yapması gerekli olan kastı terk edebilir.”
Buradan hareketle, bana göre makam-ı cem’in sahibi olan ya da onlar gibi hareket edebilecek olanlar, yani ağzı ile niyeti söylerken, kalbi ile de bu akdi yapacak ve namaz sonuna kadar şuurluca akdine sadık kalacak olanların arapça veya türkçe niyetini söylemesinde bir mahzur yoktur. Aksi halde, bir müstehap yapayım derken, farz -ki niyet farzdır, onsuz namaz bâtıldır- terk edilmiş olur.
1)Tirmizi, Fezailü’l-Cihad,12.
Etiketler:Namaza niyet ederken, türkçe mi, yoksa arapça mı yapmak daha efdaldir?