Pis su veya pis gübreyle yetiştirilen mahsuller hakkında fukahadan bazıları bu pisliklerin istihâleye uğrayacağını söyleyerek topraktan biten mahsullerin temiz ve helâl olduğunu ifade etmiş, bazıları da pis suyla sulanan mahsullerin veya meyvelerin necis ve haram olacağını söylemiştir.
Hanbeliler necis suyla sulanan veya necis gübreyle gübrelenen meyve, sebze veya tahıl gibi ürünlerin necis ve haram olduğunu dolayısıyla bunların yenilmesinin de caiz olmadığını söylemişlerdir. Çünkü Hanbelilere göre pis su ve pis gübre ürünün bütün cüzlerine ulaşarak onu necis hâle getirmektedir. Onlara göre istihâle bizzat temizleyici olmadığı için, su ve gübrenin bitkilerin içinde değişim geçirmesi de hükmü değiştirmemektedir. Fakat Hanbelî mezhebine göre, şayet bu tür ürünler daha sonra temiz suyla sulanırlarsa bu takdirde temiz ve helâl olurlar. Tıpkı bir süre hapsedilerek temiz yemle beslenen cellâlenin yenilmesinin helâl hâle gelmesi gibi. Onlar İbn Ömer’in şu sözüyle istidlâl etmişlerdir: “Biz Allah Resûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) arazisini kiraya veriyor ve (orayı kiralayan insanlara) bu araziyi insan pisliği ile gübrelememelerini şart koşuyorduk.”[1]Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 6/139 (11536).
Hanefî, Malikî ve Şafiîler pis suyla sulanan veya pis gübreyle gübrelenen toprak ürünlerinin mubah olduğunu söylemişlerdir. Fakat Şafiîler söz konusu ürünlerin mubah olması için, bu ürünlerin pis kokmamasını şart koşmuşlar, aksi takdirde bu ürünlerin mekruh olacağını söylemişlerdir.
Hanefî fakihlerinden İbn Abidîn şöyle demiştir: “Fukahanın çoğunluğuna göre necis sularla sulanan ekinler ne haram ne de mekruh olurlar.”[2]İbn Âbidin, Hâşiyetu reddi’l-muhtâr, 6/341 Ünlü Şafiî fakihi Şirbinî ise mezhebin görüşünü şu ifadeleriyle nakletmiştir: “Pis sularla sulanan meyveler veya hayvan gübresi gibi necis maddelerin üzerinde biten ekin taneleri mekruh olmaz. Çünkü bu necis maddelerin, meyve ve ekinlerde bir eseri görünmez.”[3]Şirbinî, Mugni’l-muhtâc, 4/305.
İmam Gazzâli de, ekinlerin ne kadar çok gübre içinde büyürse büyüsün helâl olacağını; zira bu ürünlerde gübrelerin bir kokusunun ortaya çıkmayacağını söylemiştir.[4]Gazzâli, el-Vasît fi’l-mezheb, 7/165. Malikî fakihi Abderi ise: “Pis bir buğday toprağa ekildiğinde, ondan biten ekin temiz olur. Hakeza ağaç necis bir suyla sulansa bile, onun meyvesi temiz olur.”[5]Abderî, et-Tâc ve’l-iklîl, 1/97. demiştir. Ancak Lahmî, İmam Malik’in necis sularla sulanan ekinleri kerih gördüğünü söylemiştir.[6]Karâfî, Zahîra, 4/104.
Pis su ve gübreyle yetiştirilen ürünleri mubah görenlerin dayandıkları delil istihâledir. Zira onlara göre bitkilerin içine giren necasetler orada istihâle geçirerek temiz hâle gelmektedir. Çünkü yetişen mahsullerde en renk, ne tad ne de koku olarak toprağa atılan pisliklerden bir eser görmek mümkün değildir.
Günümüzün ilmî yaklaşımları da toprağa atılan pisliklerin, ancak istihâle geçirdikten sonra bitkiler tarafından kullanılabileceğini göstermektedir. Çünkü bitkiler su ve madeni tuzlardan başka bir maddeyi ememezler. Farklı bir tabirle onlar, ancak inorganik maddeleri almak suretiyle beslenir ve büyürler. Dolayısıyla hayvan atıkları gibi organik maddeler, toprak tarafından parçalanarak inorganik maddeye dönüştürüldükten sonra bitkiler tarafından kullanılırlar. Toprağa atılan hayvan gübreleri tam olarak istihâle geçirmeseler bile, bitkiler sadece onların istihâle geçiren kısmını kullanacaklardır.
Esasında Bakara sûresinde yer alan, “Ey iman edenler! Kazandığınız şeylerin ve yerden sizin faydanız için bitirdiğimiz ürünlerin temiz ve güzel olanlarından Allah yolunda harcayın.” (el-Bakara 2/267) âyet-i kerimesi de topraktan çıkan her şeyin temiz olduğuna işaret etmektedir.
Dipnotlar