Kelam âlimleri avam halkın iman hakikatlerini tahkik derecesinde bilmelerinin gerekmediğini imanın ve İslam’ın şartlarını bilip buna takliden iman etmelerinin yeterli olacağını söylemişlerdir. Bir insan Allaha iman edip imanın şartlarını ve İslam’ın şartlarını tamamıyla kabul ediyorsa bu yeterli olur. İmanda tahkike ulaşmak bir derecedir ve herkesin ulaşabileceği bir seviye değildir.
Farz olan ilim insanın ibadetini yapabilecek kadar bir şeyler bilmesidir. Babanız namazını kılacak kadar ayet veya sure ezberlemelidir. Sadece Kevser ve İhlâs sureleri bile yeterlidir. Bilmek, farz olan kısmını ibadetleri yerine getirmek için şarttır ancak insan bazen bilmeden de bazı şeyleri uygulayabilir. Uygulama, yani amel, bilmeden daha makbuldür. Yani insan, bilmeden amelde bulunsa vazifesini yerine getirmiş olur. Çok şey bilse fakat amelde bulunmasa o bilmenin çok faydası yoktur. Babanız 32 farzı, farzın, vacibin ne olduğunu vs. bilmese de bunları uygulaması, yerine getirmesi yeterlidir.
Bunun yanında siz veya sözünü dinleyecek birisi, bazen iman hakikatleri ve İslam’ın şartları üzerinde durup kendisine az öz bilgi verebilirsiniz.
Evet, temelde bir insan “La ilahe illallah Muhammedun Rasulullah” demişse bu kimse artık müslümandır. Bu kelimeyle kapıdan girmiştir. Bundan sonra asgari seviyede yetecek kadar bilgi ve her yönüyle dini yaşamanın yolları öğretilmelidir.