Açıklama: Şahsımıza, ailemize ve inandığımız mukaddesata küfür eden insanlara karşı nasıl davranmalı, ne yapmalıyız?
Mukaddesata ve kendimize daha fazla sövdürmeyecek şekilde, doğruyu, güzeli ifade ederek, ifadeden anlamayacaksa oradan uzaklaşmak şeklinde bir tavır belirleyebilirsiniz.
Birinci hususa Kur’an’da şöyle izahlar getirilir:
“Sen insanları Allah yoluna hikmetle, güzel ve makul öğütlerle dâvet et, gerektiği zaman da onlarla en güzel tarzda mücadele et! Rabbin, elbette, yolundan sapanları en iyi bildiği gibi kimlerin doğru yola geleceğini de pek iyi bilir” (Nahl Suresi, 16/125)
“Fakat onlar ne yaparlarsa yapsınlar, sen yine de kötülüğü en iyi tarzda sav! Biz onların, senin hakkındaki asılsız iddialarını pek iyi biliriz.” (Mü’minûn Suresi, 23/96)
“İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak! Bir de bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş!” (Fussilet Suresi, 41/34)
Kötü konuşanlardan uzaklaşmayla alakalı da şöyle beyan edilir:
Allah size kitapta şunu da bildirmiştir: “Allah’ın âyetlerinin inkâr ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, bunu yapanlar başka bir konuya geçmedikçe onların yanında oturmayın!” Böyle yaparsanız siz de onlar gibi olursunuz. Şüphe yok ki Allah münâfıkları da, kâfirleri de cehennemde bir araya getirecektir. (Nisa Suresi, 4/140)
Âyetlerimiz hakkında alaylı tavırla münasebetsizliğe dalanları gördüğün zaman, -onlar başka bir konuya geçinceye kadar- kendilerinden yüzçevir, eğer şeytan bunu sana bir an unutturursa, hatırına geldiği gibi hemen kalk, artık o zalimler gürûhuyla oturma” (En’am Suresi, 6/68)
Küfre küfürle karşılık vermek doğru değildir. Zira herkes kendi karakterinin gereğini yapar, konuşur. Kur’an’da bu husus şöyle ifade edilir.
“De ki: Her insan kendi seciye ve karakterine göre davranır. Kimin daha isabetli olduğunu ise asıl Rabbiniz bilir.” (İsra Suresi, 17/84)
“Onların Allah’tan başka yalvardıkları tanrılarına hakaret etmeyin ki, onlar da cahillik ederek hadlerini aşıp Allah’a hakaret etmesinler.” (En’am Suresi, 6/108)