Bu konu dede yetimi olarak bilinir. Ölen kişiye daha yakın akraba olduğu için onlar miras alamaz. Meselâ üç oğlu bulunan murisin bir oğlu kendisinden önce ölmüşse onun çocuğu veya çocukları mirasçı olamamaktadır; zira sağ olan amcaları dedelerine daha yakındır. Ama çocukların mağdur olma durumu söz konusu idiyse, dedenin ölmeden önce onlara mal vermesi veya vasiyet yapması gerekirdi. Şayet böyle davranmamışsa, genel görüş onların bir şey almayacağı şeklindedir. Zahirilere göre ise çocuklar muhtaç ise 1/3 lük mirastan onlara pay verilir. Fakat bu yapılmasa bile şayet çocuklar muhtaçsa, onlar için nafaka hakkı doğar.
Dede yetimlerini mirastan mahrum bırakmanın ortaya çıkardığı sakıncaları bertaraf etmek üzere bazı İslâm ülkelerinde çıkarılan kanunlarda, Zahirilerden İbn-i Hazm gibi, mirasçı olmayan yakınlara vasiyetin zorunlu (vacip) olduğunu savunanların da görüşünden yararlanılarak bu durumdaki torun veya torunların babalarına halef olacağı, yani kendileri lehine onun payı kadar vasiyette bulunulmuş gibi işlem yapılacağı hükmü benimsenmiştir. Yetimlerin mağdur olmamaları adına bu içtihad veya fetva uygulanabilir. (1)
1- TDV İslam Ansiklopedisi, Miras maddesi.