İnançsızlık mülahazası her yerde, her zaman aynıdır. Ebu Cehil “Allah nerede?” diyordu. Aynı küfrü bu çağda da görebilirsiniz; laboratuardaki adam “Bak, Allah’ı burada göremiyoruz, nerede O?” diyor. Ona şöyle demek lazım: “Ahmak! Allah senin laboratuarına girecek şey mi? Atomun içindeki çekirdek dönüyor, döndüren eli görmüyor musun? Yoksa, Gagarin gibi sen de O’nu kürei arzın etrafında mı arıyorsun?” Uzayda dönüp dolaşıp da “Allah’ı göremedim.” diyen Gagarin için Necip Fazıl demişti ki: “A be ahmak! Allah’ın haşâ ve kellâ fezâyı ıtlakta dolaşan bir balon olduğunu sana kim söyledi?”
Bakış zaviyesi yakalanamayınca “doğru” bulunamaz. Hani, Firavun adamlarına demişti; “Hele bana yüksek bir kule yapın da çıkıp bakayım, Musa’nın Rabb’i orada mı?” (Kasas, 28/38) Zavallı, bilmiyor ki, onun kule diye yaptığı burç deryada bir katre, çölün içinde küçücük bir tepecik. İşte, bakış açısı bu olunca küfür aynı küfürdür; zaman ve mekan değişse bile o değişmiyor.
İçinde işlenmesi kesin bir günah ve ma’siyet bulunan bir amel, ileride elde edilmesi şüpheli bir sevaba bina edilemez. Gelecekteki muhtemel bir sevap için hali hazırda günaha girmek caiz değildir. Yarına çıkacağımıza dair elimizde bir senet yok ki!
M. Fethullah Gülen