İsraf, makul olan sınırın dışına çıkmaktır. Kur’ân’da dini inkâr, her türlü günah ve zulme dalma gibi geniş anlamda kullanılmakla beraber, İslâmî eserlerde yeme, içme, giyinme ve diğer tüketim alanlarında aşırı derecede harcama anlamında kullanılmaktadır. İnsan, Allah Tealâ’nın kendisine nasip ettiği her türlü imkânı meşru şekilde kullanma sorumluluğu taşımaktadır. Şu hadîs-i şerîf israfın geniş çerçevesini çizmektedir: “Ahirette insan şu beş şeyden; ömrünü nerede tükettiğinden, servetini nasıl kazanıp nerede harcadığından, ne gibi işler yaptığından, bedenini ne yolda yıprattığından ve bildiklerini uygulayıp uygulamadığından sorguya çekilmedikçe Allah’ın divanından ayrılamaz.” (Tirmizi, Kıyamet 1) Dinimiz toplumun zararına harcamaları yasaklar. İçki, kumar, fuhuş, rüşvet, sefahet başlıca israf şekillerindendir. İnsanların hayatlarını sürdürmeleri için gerekli harcamalar meşru olup israf sayılmaz. Zorunlu olmasa da, hayatı kolaylaştıran imkânlardan da yararlanılabilir. Fakat bunun ötesinde, ihtiyaç giderme, rahatlık ve kolaylık gayesinin ötesinde gurur, kibir, faydasız rekabet, gösteriş, övülme, şöhret gibi bencil duyguların etkisi altında yapılan harcamalar kesinlikle israftır. (Mustafa Çağırıcı, İslam’da İnanç ve İbadet Ansiklopedisi, İsraf md., 2/442) İslâm’da sağlığı ve zamanı israf da haramdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “İki nimet vardır ki insanların çoğu bunlarda aldanmaktadırlar: Bunlar sıhhat ve boş zamandır.” (Buhari, Rikak 1)
Şahs-ı mânevî, tüzel kişilik olarak çalışan bazı dernek ve vakıflar takdire değer hizmetler vermektedirler. Dünya işlerinin çok çeşitlendiği, zorlaştığı bu zamanımızda yardım etmek isteyenlere rehberlik etmek, onların zekât, kurban ve diğer yardım ve bağışlarını muhtaçlara ulaştırmak çok önemli. Zîrâ insanların bizzat kendilerinin bu işleri takip etmeleri kolay değil. Güven verici işleri ve eserleriyle halkın teveccühünü kazanan derneklere destek olmak gerekir. Bunlar bizim yerimize iş yapıyor, farz-ı kifaye ifa ediyorlar. Meselâ Kimse Yok Mu Derneği, küresel bir yardım kurumu olmuş durumda. Pakistan, Şili, Sudan, Endonezya, Haiti, Gazze, Osetya, Somali gibi musibet yerlerine hemen ulaştıklarını görüyoruz. Musibete maruz kalan yerlere çadırlar, arama kurtarma ekipleri, evler, sağlık hizmetleri, yemek ikramları, kurak yerlerde su kuyuları açma, okullar, onlar için yardım kampanyaları organize etme, evlenme imkânı bulamayanları evlendirme çalışmaları, muhtaç annelere meslek edindirme gibi, aklımıza gelen ve gelmeyen daha başka faaliyetlerle pek kapsamlı çalışmalar yapan bu derneklerimize ve orada çalışan kardeşlerimize şükran borçluyuz. Allah onlardan razı olsun. Unutmayalım ki diğer insanların da onlara destek olma görevi vardır.
Kaynak: Prof. Dr. Suat Yıldırım, Yeni Ümit