Soru Detayı: Üstad Hazretleri’nin bir cevizi kaybolsa onu bulmak için “Yâ Şeyh, sana bir Fatiha, benim bu cevizimi buldur” diyerek Gavs-ı A’zam Abdülkadir Geylanî hazretlerinin adıyla meded ummasını akaid açısından nasıl anlamalıyız?
Allah’ın, bazı büyük insanlara vermiş olduğu bir tasarruf yetkisi vardır. Tasavvufta çokça yaşanan ve bilinen bir mevzudur bu. Bu büyükler, Allah’ın izni ve verdiği yetki çerçevesinde bazı tasarruflarda bulunabilirler. Allah izin vermese bir şey yapamazlar. Şah-ı Geylani hazretlerinin ve diğer zatların yardıma koşmaları tamamen Allah’ın izni çerçevesinde olmaktadır.
Allah (c.c), makbul kullarına bir makam ve derece vermiştir. Onların adını büyük bir şefaatçi olarak kabul ediyordur. Kendini günahkâr bilen insanlar ise, Allah katındaki makbul kulların ismini kullanarak Allah’ın yardımına bir yol aramaktadırlar. Doğrudan Allah’a yalvarmaya yüzlerinin olmadığını düşünmektedirler. Çünkü kendilerini günahkâr görmektedirler. Bu da onları büyük zatların aracılığına sığınmaya sevk etmektedir.
Gücü, kudreti ve yaratmayı Allah’tan bildikten sonra, bunun akaide ters bir yönü yoktur. Ancak bazı katı ve zahiri görüşlüler, bu hakikati kabul etmek istemiyorlar. (Konuyla alakalı sitemizden şefaat, tevessül kelimelerinden arama yapılabilir.)