Efendim, kredi kartı tek çeşit değildir. Faizli olanı var, faizsiz olanı vardır. Gününde ödeneni var, geciktirileni var.
Şayet kartla satın aldığınız malın parasını (sözleştiğiniz) gününü geçirmeden öderseniz, faize düşmeden ödemiş olursunuz. Böylece kredi kartınızdan gelen bir mahzur söz konusu olmaz. Kartın borcunu gününde ödemez de geciktirirseniz, elbette borcunuzu faizli ödemek zorunda kalırsınız. Böylece kartınızın mahzuru söz konusu hale gelmiş olur. Bütün mesele, karta tanınan faizsiz ödeme müddetinin geçirilmemesinde, geç kalıpta faiz ödemek zorunda kalınmamasındadır. Faiz ödemeden kullanıyorsanız, mahzuru yok. Faiz ödeyerek kullanırsanız mahzuru çok.
Ayrıca kredi kartını veren kurum, alıcıdan tahsil edeceği parayı satıcıya öderken belli bir miktar hizmet ve risk karşılığı kesebilir. Bu faiz değil yüklendiği hizmet karşılığıdır. Çünkü kimse satıcının müşterideki alacağını kendisi ödeyip de sonra alacak tahsili için uğraşmaya mecbur tutulamaz. Bu hizmet yapılıyorsa bir karşılığı olması gerekir. İslam’da komisyonculuk meşru bir meslektir. Verilen hizmetin karşılığı olan komisyonculuk alınacaktır. Mebsut sahibi Serahsi, ileri bir görüşle yaşadığı beşinci asırda bunu ifade etmiştir.
Aslında en güzeli, kredi kartıyla alış verişe alışmamaktır. Çünkü kredi kartı sanki parasız alış veriş yapıyormuş gibi bir rahatlık sağlıyor sahibine. Ancak ödeme günü gelince biriken borçların yekun tuttuğu anlaşılıyor, bu defa da pişmanlık başlıyor, hatta hepsini birden ödeme zorluğuyla karşılaşılıyor. Bu durumda ya aile bütçesini zorlayarak ödeme yapılıyor, yada günü geçirilmek zorunda kalınıyor, faizli ödemeye düşülüyor.. Böylece istemeden de faize bulaşma söz konusu hale geliyor.
Bu durumda faizsiz finans kurumlarının kredi kartını kullanmak faiz ihtimalini önlemekte, bir ölçüde emniyet söz konusu olmaktadır, denebilir.
*Ahmet Şahin
- Kredi kartını, kredi kartının puanlarını kullanmanın ve kredi kartı için yıllık kesilen ücretin hükmü nedir?
- Kredi kartı ödemesinin geciktirmeden dolayı ödenen fazlalık kısım faiz olur mu?