Din ve diyanet ile uzaktan-yakından ilgisi olmayan bazı insanlar, hacca gitmenin döviz kaybına sebep olduğunu ve haccın Araplara para yedirmekten başka bir şey olmadığını söyleyerek hacca gitmeye karşı çıkıyorlar. Üzerine hac farz olan bir kişi hiçbir şekilde bu vazifesini yerine getirmekten alıkonamaz. Hac İslam’ın beş rüknünden birisi olduğu için şartlarını taşıyan herkesin bu ibadeti yerine getirmesi gerekir.
Ancak gerek umreye gidecek gerekse farz haccını yaptıktan sonra nafile hacca niyetlenen bazı Müslümanlar bu gibi sözlerden etkileniyorlar. Halbuki o kudsî mekanları ziyaret etmekle elde edilecek şeyler, başka hiçbir şeyle elde edilemez. Haccın yerini dolduracak başka bir ibadet olamaz. Bir müslümanın hac veya umreden alacağı feyiz farizasının yerini başka bir şey tutamaz. Çünkü İslam’ın emrettiği her bir ibadetin kendine mahsus hususiyetleri ve faziletleri vardır. Bundan dolayı nafile dahi olsa, maddi imkânları yerinde olan kimselerin hacca gitmelerine, o tevbe musluğundan arınmalarına mani olmak doğru değildir.
Bununla birlikte farz olan hac farizasını yerine getiren birisi, nafile hacca veya umreye gitmek yerine, İslam adına çok önemli ve hayati sayılan iman ve Kur’ân hizmetine destek olmak isterse maddi imkânlarını talebelere burs verme, himmet etme yolunda kullanırsa buna da kimsenin diyeceği bir şey yoktur.