Detaylı Soru:
Avrupa’da yaşıyorum ve araç ihtiyacım olduğu için taksitli araba seçeneklerini araştırıyorum. Peşin ödeme imkanım olmadığı için galeri ve leasing firmalarının sunduğu sistemlere yöneliyorum.
Sistem genel olarak şu şekilde işliyor:
-
İnternetten galerilerin sitelerinden almak istediğim araca başvuru yapıyorum.
-
Galeri benimle iletişime geçerek aracı gerçekten almak isteyip istemediğimi teyit ediyor.
-
Eğer almak istediğimi belirtirsem galeri beni finansal değerlendirme için leasing firmasına yönlendiriyor. Bu firmalar bazen galerinin kendisinin bazende anlaşmalı olduğu firmalar oluyor.
-
Leasing firması, finansal durumumu ödeme planına uygun bulursa onay veriyor ve bana 2,3,4, 5 veya 6 yıllık bir sözleşme sunuyor.
-
Bu sözleşmede aylık ödeme tutarları ilk taksitten son takside kadar tamamen sabit şekilde belirleniyor. Fakat tabiki ödeme planına göre bir vade farkı ödüyorum. Bu farklarda bankaların verdiği faiz oranları ile neredeyse aynı oluyor.
-
Sözleşmeyi onayladıktan sonra araç bedeli önce benim hesabıma yatırılıyor, ardından ben bu tutarı galerinin hesabına aktarıyorum. 7. Bu işlemden sonra araç doğrudan benim adıma tescil ediliyor. Burada sözleşmeyi yerine getirmeme durumunu leasing firması muhtemelen düşünmüştür ve kendini koruma altına alacak aksiyonlar almıştır fakat emin olmadığım için bu hususta birşey diyemiyorum.
Buradaki önemli nokta, toplam ödediğim tutarın araç peşin fiyatından daha yüksek olmasıdır. Bu fark sözleşmelerde faiz olarak geçiyor.
Özellikle şu sorulara netlik arıyorum:
-
Ödediğim vade farkı faiz olarak değerlendirilir mi?
-
Bu süreçte galeri ile leasing firması arasında gerçekleşen ticari yapı ve benim bu sisteme dahil oluşum İslami açıdan caiz midir?
Sonuç olarak bu şekilde araç satın almak İslamî ticaret kurallarına uygun mudur?
Cevap:
Resmettiğiniz haliyle şu iki durum söz konusudur:
-
Leasing firması, size faizli kredi veriyor.
-
Siz bu faizli kredi ile araba satın alıyorsunuz.
İlk işlem faiz olduğundan caiz değildir. Çünkü, leasing firması size parayı, daha sonra fazlasıyla almak üzere satıyor. İsminin leasing firması olması, verdiği şeyin kredi olması sonucunu değiştirmiyor. Yani, leasing firması size parayı daha fazlasıyla ve vadeli satmış olacaktır ki burada hem aynı cins bir para biriminin fazlalık ile satılması nedeniyle fazlalık faizi (riba’l fazl) hem de paranın vadeli satımı nedeniyle nesie faizi (riba en-nesie) vardır. Dolayısıyla burada açık bir faiz alışverişi söz konusudur. Gerçek manada bir zaruret veya zaruret menzilesinde bir ihtiyaç durumu söz konusu olmadıkça böyle bir alışveriş yapmamak gerekir.
Taksitli alışverişlerde peşin fiyat ile vadeli fiyat arasında fark olabilir, bunda bir mahzur yoktur. Asıl problem taksitle satılan şeyin ne olduğudur. Dinimizde aynı para biriminin fazla bir karşılık alınarak satımı veya (fazlalık olmaksızın karz-ı hasen durumu hariç) paranın vadeli satımı caiz değildir. Yukarıda her ikisi de olmaktadır.
Alternatif olarak şu şekilde bir leasing sözleşmesi ile araba alınabilir: Kiralama sözleşmesi sonunda aracın o günkü değeri üzerinden satın alınması veya geri bırakılması seçeneklerinin sunulduğu leasing sözleşmesi yapılabilir.
**
Leasing sözleşmesi ile araç kiralayan şirket, kiracıya sunduğu malı satın alırken harcadığı miktara kendi kârını da ekleyerek hesaplama yapmakta ve kira miktarlarını malın ekonomik ömrünü dikkate alarak belirlemektedir.
Malın başlangıçtaki ekonomik değerini (satım alım değeri de diyebiliriz) ve üzerine eklediği vâde farkını (bu fark sabit bir fark olabildiği gibi değişken de olabilir -ki bu genellikle ilgili ülke/ülkelerin kredi endeksleri (TLREF, LIBOR, FIBOR)- veya ÜFE, TÜFE gibi endeksler dikkate alınarak hesaplanır) ve kiralama süresi bitiminde malın ekonomik değerini (artık/kalıntı değer) dikkate alarak hesaplar. Başka bir ifade ile hesaplamalarda sabit taksitli ödemeler mümkün olduğu gibi enflasyon durumu dikkate alınarak çeşitli endeksler veya sabit/değişken faiz oranlarına endeksleme de yapılabilmektedir.
Bu noktada sabit oranlara endeksleme yapılan şirketler tercih edilmelidir. Buradaki faiz, normal kredi faizi değil, bir yönüyle vade farkının belirlenmesi için bir ölçüt olarak kullanılmaktadır.
Ancak değişken oranlara endeksleme yapılması durumunda paranın değerindeki oynaklık ve faiz oranlarındaki değişim -ilgili leasing şirketinin politikası ve tercihine bağlı olarak- yasal çerçevede leasing ödemelerinde de değişikliği netice verebilmektedir. Bu akdin sıhhatine zarar veren bir durumdur.
Bu nedenle sözleşme esnasında hesaplamada kullanılan ölçütlerin (‘money factor/lease factor/lease fee’, intereset rate) değişken olup olmadığı dikkate alınmalı ve değişken olmayan ölçütün tercih edilmesi gerekir.
Değişken olmayan ölçütlerin kullanıldığı leasing hesaplamalarında aylık taksitlerin standart ve değişmeyen miktarlar olarak ödenmesi demektir. Yani baştan her ay ne kadar ödeme yapılacağı bilindiği gibi sözleşme sonuna kadar toplamda ne kadar ödeme yapılacağı da bilinmektedir. Bu şekilde sabit ödemelerle leasing ile araç kiralanabilir.
Bu tür sözleşmelerde, firma temelde müşteriye aracı kiralıyor. Ancak kira süresi bitiminde (3-5 yıllık) aracı o günkü değeri üzerinden satın alma imkanı sunuyor. Peşin para ödenerek böyle bir araç satın alınabilir.
**
Sonuç olarak, ilk işlemle (sizin resmettiğiniz), araç almak caiz değildir. Çünkü, orada temelde aracı taksitle almıyorsunuz; önce faizli kredi/borç alıyorsunuz, onunla araç alıyorsunuz. Sonunda satınalma veya bırakma seçeneği sunan leasing sözleşmesinde ise temelde aracı kiralıyorsunuz, vade sonunda aradan bir kaç yıl geçmiş olduğundan aracın değeri düşüyor, bu düşen değerden satın alabiliyorsunuz. İşin içinde para borç alıp bu parayı fazladan ödeme durumu olmadığından bu son işlem mahzursuzdur.
