Öncelikle, kişinin başkaları tarafından görülmesi dinen yasak olan yerlerinin kapalı olması gerekir. Birinci dereceden mühim olan nokta budur. (Bkz. Tesettür ve Başörtüsü)
İkinci olarak, başkalarının dikkat ve nazarlarının kişiye yönelmesine teşvik edecek tavır ve davranışlardan ve süslenmelerden uzak durulmalıdır. Nitekim âyet-i kerimede
“… Saklı zinetlerine dikkat çekmek için, ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz toptan Allah’a tövbe ediniz ki felaha eresiniz!” (Nur, 24/31)
buyrulmuştur. Cahiliye devrinde kadınlar, nazarları kendilerine çekmek için ayaklarına yürüdükleri zaman ses çıkaran bir zinet türü olan halhal takarlardı. Bu şekilde takı takmak yasak kapsamına alınmıştır. (Süslenme ile ilgili ölçüler için bkz. Süslenmek Caiz midir, Süslenmenin Ölçüsünü Açıklar mısınız? | Hikmet.Net) Dolayısıyla dikkateleri, üzerine çekecek tavır davranış ve takılardan sakınmak gerekir.
Netice olarak, tesettür sınırlarına riayet edilmesi kaydıyla toplumda örf haline gelmiş, herkesin normal karşıladığı şekilde giyinmek ve takılar takınmak gerekir. Tesettürün/örtünmenin mantığına aykırılık teşkil edecek ve kişinin dikkatlerin kendisine yönelmesini teşvik edecek her türlü giyim-kuşam ve takılardan uzak durulmalıdır.
