Günümüzde kurbanlık danaların, tosunların ya da düvelerin çoğu iki yaşını doldurmadan piyasaya sürülmektedir. İşin doğrusu pek çok insanımız da kurbanın iki yaşını doldurup doldurmadığını ve bunu nereden anlayacağını bilmemektedir. Bazı kurban satıcıları, iki yaşını doldurmuş görünsün diye kurbanların dişini kırmakta, böylece hem hayvana eziyet etmekte hem de insanları aldatmış olmaktadırlar. Bu durum büyük bir vebali gerektirir.
Durum böyle olunca kesilen hayvanların kurban olma durumu tehlikeye girmekte ve maalesef pek çok insanımız kurban kesmiş olmamaktadır. Burada mesuliyetin büyüğü kurban satıcılarının olmakla beraber, kurban alanların da dikkatli olmaları gerekmektedir. Ucuz kurban keseceğiz diye iki yaşın altında hayvan almamalılar, güçleri iki yaşını doldurmuş hayvan kesmeye yani ortağa girmeye yetmiyorsa küçükbaş hayvan kesmeyi tercih etmeliler. Bu vesileyle kurban olacak hayvanların yaşı üzerinde durmak istiyoruz.
Kurbanlık hayvanların yaşı, koyun ve keçide bir, sığırda iki, devede beştir. Kuzu da altı aylık olduğu halde kendini koyun gibi gösteriyorsa kurban edilebilir. Keçide bu durum geçerli değildir. Yani keçinin mutlaka bir yaşını doldurmuş olması gerekir.
İki yaşını doldurmamış sığırların, kuzunun koyuna kıyası gibi kıyas edilip dolgun göründükleri takdirde kurban edilebileceğini söyleyenler olmuşsa da bunun ciddi bir mesnedi bulunmamaktadır. Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu da iki yaşın altındaki sığırların kurban edilemeyeceğini bildirmiştir.
Sığırın yaşının iki olması gerektiği, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve selem) beyanlarında yer almaktadır. Hazreti Cabir’in (radiyallahu anh) rivayet ettiği bir hadiste Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) şöyle buyurmuştur: “İki yaşını geçmeyen (müsinne olmayan) hayvanları kurban etmeyin fakat bulamazsanız altı ayını doldurmuş kuzuları (cezea) kesiniz.” (Ebû Davud, dahâyâ: 5; İbn Mâce, edâhâ: 8)
Hadisin metninde geçen müsinne kelimesi, başka beyanlarda seniyy olarak da ifade edilir ki, koyun ve keçi için kullanıldığında lügatçilere göre iki yaşını doldurmuş olanlar anlaşılsa da fıkıhçılara göre bir yaşını dolduranlar anlaşılır. Sığır için kullanıldığında iki yaşını, deve için kullanıldığında ise beş yaşını doldurmuş demektir. Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) eğer müsinne bulunamazsa cezea kesin buyuruyor. Cezea ise, koyun cinsi için kullanıldığında altı ayını doldurmuş ama bir yaşına basmamış kuzu demektir.
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, cezea kelimesini kullanırken, “minedda’ni” diyerek bunu koyunla sınırlandırması, sığırın cezea olanının (ki bir yaşındaki sığıra da cezea denir) kurban olamayacağını ifade eder. Dolayısıyla sığırlardan iki yaşını doldurmayanların kurban olabileceğine dair hadisten bir delil çıkmamış oluyor. [1]Mebsut, 12/11; Bedai, 6/301(Tadhiye); Mevsua Fıkhıyye Kuveytiyye, “udhiye”
Netice olarak, iki yaşını doldurmamış sığırlar kurban edilemez. Bu durum bizzat hadisi şeriflerde Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem) tarafından beyan edilmiştir. Fakih âlimlerimizden de hiçbiri bunun kurban olabileceğini söylememiştir. Söyleyen bir iki zat olmuşsa bile (ki biz bunlara rastlayamadık) bunların karşısında ulemanın ittifakı vardır. Ulema, kurban edilecek sığırın iki yaşını doldurması gerektiği konusunda ittifak etmiştir.
Dipnotlar
⇡1 | Mebsut, 12/11; Bedai, 6/301(Tadhiye); Mevsua Fıkhıyye Kuveytiyye, “udhiye” |
---|