Gümrükte farklı sebeplerle depolanan eşyalara dair hükümler, ilgili ve yetkili uzman kuruluşların danışmanlığında kanun ve mevzuatlar çerçevesinde belirlenmiştir. Buna göre gümrüklerde unutulan veya terk edilen eşyalar satış mağazalarında perakende olarak satışa sunulmadan önce belli prosedürlere tabi tutulmaktadır. Gümrüklerde eşyaların tasfiye sürecinde nasıl bir yol izleneceği 27.10.1999 tarih ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu 04.11.1999 tarih ve 23866 sayılı Resmî Gazete ’de yayınlanmıştır.[1]Bkz. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=4458&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
Bu türlü kanun ve mevzuatların konulmasındaki temel gaye, kamu yararına çalışan devlet müesseselerinin sistemli işleyebilmesi, vatandaşa kaliteli hizmetin sunulabilmesi ayrıca kurumlar ve kurumlara muhatap olan şahıslara ait hakların hukuk yoluyla muhafaza altına alınmasıdır. Gümrüklerde belirli eşyalara el konulması ise her türlü kaçakçılığın önüne geçme adına Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun[2]Bkz. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5607&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 belirttiği esaslar çerçevesinde yürütülmektedir. Buralarda mallarına el konulan şahıslar ve kurumlar için yargı yoluyla haklarını sonuna kadar savunabilme yolu da her zaman açıktır.
Gümrük satış mağazalarına gelince burada esas itibariyle iki türlü eşya satışa sunulur. Bunların ilk kısmını havaalanlarında unutulan eşyalar oluştururken, ikinci kısmı havaalanında terk edilen veya gümrük mevzuatına aykırı bulunarak el konulmasından sonra sahibi tarafından gümrüğe terk edilen eşyalardır. Bu mallar, depolarda bir araya toplandıktan sonra mağazalara beraber nakledildiği için beraber satışa sunulmaktadır.
Havaalanlarında terk edilen veya gümrükte el konulduktan sonra sahibi tarafından iradi olarak terk edilen mal, sahibinin elinden çıkmış ve gümrük işletmesine terk edilmiş olur. İslam hukukunun koyduğu esaslar çerçevesinde de bu türlü malların satışında bir sakınca yoktur. Zira mal sahibi artık bu maldan vazgeçmiş durumdadır. Bu mal, kendisine bırakılan kurum tarafından satılıp aynı kurum tarafından gelirinde tasarrufta bulunulabilir.
Gümrükte yolcular tarafından unutulan eşyalar ise İslam Hukuku’nda Lukata (buluntu mal) bahsi altında incelenmiştir. Lukata, “üzerindeki hakkını terk etme niyeti olmaksızın sahibinin iradesi dışında kaybolmuş ve bir başkası tarafından bulunmuş, sahibi bilinmeyen mal” manasında kullanılır.[3]Dia, Lukata, 22/223-225
Lukata hükmünde olan eşyanın tasarrufunda fakihler Kur’an ve Sünnetten hareketle bazı şartlar ortaya koymuşlardır. Bu şartlar şu başlıklar altında incelenir:
- Bulunan eşyanın mülk edinme niyetiyle değil sahibini bulma niyetiyle alınıp muhafaza edilmesi
- Lukata eşyayı bulan kişinin, eşyayı muhafaza altına alırken şahit göstermesi
- Lukata eşyanın sahibini bulma adına ilan edilmesi
- Belirli bir süre sonunda sahibi ortaya çıkmayan lukatanın sarf edileceği yerlerdir.
İslam Hukuku’nda, ilan etmeye değecek ölçüde bir kıymeti olan buluntu eşyanın bir yıl boyunca muhafaza edilerek, bu süre boyunca eşyanın bulunduğunun ilan edilmesinin gerektiği ifade edilmiştir.[4]Vehbe Zühaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî ve edilletuhû, 6/615. Bir yıl geçtikten sonra malı bulan kişi fakir ise bu malı kendi ihtiyaçları için kullanabilir. Mala ihtiyacı olmayan birisi ise malı tasadduk eder. Ancak mal sahibi bir yıl sonra bile gelse istediği takdirde malını alma hakkına sahiptir. Bu durumda mal elde duruyorsa aynen iade edilir; eğer kullanılmışsa bedeli ödenir.
Gümrüklerde uygulanan tasfiye işlemlerinde, unutulan mallar tespit edilerek memurlar tarafından kayıt altına alınmaktadır. Şayet havaalanlarında gümrüksüz bölgelerde bulunmuşsa depoların kapasitesi göz önünde bulundurularak altı aydan bir seneye kadar Terminal Kayıp Eşya bürolarında bekletilmektedir. Gümrüklü bölgelerde bulunan eşyalar ise direkt olarak Gümrük Müdürlüğüne Teslim edilmektedir. Bu eşyaların depolarda bekletilme süresi 3 aydır. Depolarda bekletilme sürelerinin bir yılın altına düşmesi, kapasite ve işleyişin aksamaması adına zaruri bir uygulamanın sonucu olarak gözükmektedir. Belirlenen bu sürelerin sonunda sahibi çıkmayan mallar tasfiye işlemlerine tabi tutularak, devlet kurumlarının veya halkın istifadesine sunulur. Buluntu eşyalarda devlet herhangi bir kâr amacı gütmediği için eşyalar Gümrük Satış Mağazalarında piyasa değerinden ucuza satışa çıkarılmaktadır.
Burada görüldüğü gibi, buluntu eşyanın mülk edinme kastıyla alınmaması, teslim alınırken şahit gösterilmesi, kayıp eşya bürolarının kurularak bir yönüyle çevreye ilan edilmesi gibi hususlarda fakihlerin ortaya koyduğu hükümlerle bir tezatlık görünmemektedir.
Söz konusu eşyanın bir senenin altında bir sürede elden çıkarılmasına gelince unutulmamalıdır ki havaalanları ve gümrüklerin temel görevi eşya ve insan taşımacılığı olduğu için bu kurumların kendine özel işleyiş tarzları vardır. Gün içinde binlerce yolcunun ve eşyanın geçişi için hizmet veren bu kurumların kamu yararı adına düzenli ve sağlıklı bir şekilde işlemeleri ve hizmet sunabilmeleri için pratik uygulamalarda esneklik kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu esneklikler de kanun ve mevzuatlar içerisinde maddeleştirilerek hukukun güvencesi altına alınır. Bu müesseselerde devlet, kişisel hakları koruduğu gibi toplumun menfaatine olarak düzeni de sağlamalıdır.
Özetle, Gümrük Satış Mağazalarında satışa çıkarılan ve yukarıda hükümlerini açıkladığımız ürünlerin satın alınmasında bir sakınca yoktur.
Dipnotlar
⇡1 | Bkz. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=4458&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 |
---|---|
⇡2 | Bkz. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5607&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 |
⇡3 | Dia, Lukata, 22/223-225 |
⇡4 | Vehbe Zühaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî ve edilletuhû, 6/615. |