Yüce Allah Mâide Sûresi’nde,
“Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (Maide Suresi, 5/90-91)
buyurmak suretiyle içkiyi kesin olarak haram kılmıştır.
Öte yandan Allah Resûlü (sallâllahu aleyhi ve sellem)
- içkinin bütün kötülüklerin anası (İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 5, s. 97; Dârekutnî, Sünen, c. 4, s. 247; Nesâî, Eşribe 44) ve bütün şerlerin anahtarı olduğunu (İbn Mâce, Eşribe 1),
- içki içenlere ahirette tînetü’l-habâl (cehennemliklerin vücutlarından çıkan ter) içirileceğini (Müslim, Eşribe 72; Nesâî, Eşribe 49),
- içkinin yaygınlaşmasının kıyamet alametlerinden birisi olduğunu (Tirmizi, Fiten 34; İbn Mâce, Fiten 25; Müslim, İlim 5),
- içki tiryakilerinin cennete giremeyeceğini (Nesâî, Eşribe 46),
- onların kırk gün namazlarının kabul olmayacağını (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 189; Tirmizi, Eşribe 1; Nesâî, Eşribe 43; İbn Mâce, Eşribe 4),
- mümin bir insanın mümin olarak kaldığı sürece içki içmesinin mümkün olmayacağını (Buhârî, Hudud 2; Müslim, İman 38; Nesâî, Katu’s-sârik 1) haber vermiş ve içkinin bir çeşit tedavi çeşidi olarak kullanıldığını söyleyen sahabeye ise şöyle cevap vermiştir: لاَ وَلَكِنَّهَا دَاءٌ “Hayır o bir tedavi değil, bilakis derdin ta kendisidir.”(Ebû Dâvud, Tıbb 11).
İslâm’da içkiyle ilgili yasak sadece onu içmeyle sınırlı değildir. Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtü vesselam), “Şüphesiz, içkinin içilmesini haram kılan, satımını ve parasının yenmesini de haram kılmıştır” (Müslim, Müsâkât 68; Nesâî, Buyû 90; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 230) ifadeleriyle onun satımını ve parasının yenmesini de yasaklamıştır.
Diğer bir hadis-i şerifte ise yasak dairesi daha da genişletilerek şöyle buyrulmuştur: “Allah içkiyle ilgili olarak on kişiye lanet etmiştir. Sıkana, sıktırana, içene, sakilik yapana, taşıyana, taşıtana, satana, satın alana, bağışlayana ve bunun parasını yiyene” (Tirmizi, Büyu’ 59; İbn Mâce, Eşribe 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 97).
Efendimiz (aleyhi ekmelü’t-tehayâ) başka bir hadis-i şeriflerinde de içki satmanın nasıl bir günah olduğunu ifade etme sadedinde şöyle buyurmuştur: مَنْ بَاعَ الْخَمْرَ فَلْيُشَقِّصْ الْخَنَازِيرَ “Kim içki satarsa, hınzır kasaplığı da yapsın” (Ebu Dâvud, Büyû 66).
Burada içki satan bir insanın, domuz kasaplığı da yapması tavsiye edilmemekte bilakis içki satmayla domuz kasaplığı yapma günah yönünden aynı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle bu hadiste içki satmanın ne kadar büyük bir günah olduğunu anlatılmak suretiyle ondan sakındırma hedeflenmiştir (İbn Abdilber, Temhid, 20/70).
İçkinin alım ve satımı haram olmakla birlikte içki satılan bir yerden alış-veriş yapılmayacağına dair dini bir hüküm yoktur. Diğer bir ifadeyle içki satılan bir marketten helâl ürün almak haram değildir. Çünkü alınan ürün mubah olduktan ve alışverişin şartlarına riayet edildikten sonra söz konusu alışveriş sahihtir.
Ürünün alındığı yerde İslâm’ın haram kıldığı başka malların da satılması söz konusu alışverişi fasid kılmaz. Ne var ki İslam’ın getirdiği bazı prensipler, Müslümanları haram malların satıldığı yerlerden alışveriş konusunda hassas davranmaya davet etmektedir.
Her şeyden önce içki veya İslam’ın haram kıldığı daha başka malların satıldığı bir yerden alışveriş yapan bir insan, iktisadi olarak oraya destek vermiş ve aynı zamanda günah işleyen ve şerre hizmet eden bir insana yardım etmiş olur.
Hâlbuki Cenâb-ı Hak, تَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوَى وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ “Siz iyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve düşmanlıkta birbirinizi desteklemeyin.”( Mâide Sûresi, 5/2.) buyurmak suretiyle, Müslümanları günah işleyen insana yardım etmekten men etmiştir. Bu açıdan Müslümanların alışveriş yaptığı insanlara dikkat etmeleri ve harcadıkları paraların kimleri kalkındırdığını iyi hesap etmeleri gerekir.
Öte yandan Müslümanlar iyiliği emredip kötülükten de menetmekle sorumludurlar. Zira Allah Resûlü (sallâllahu aleyhi ve sellem) Müslümanların kötülükler karşısında nasıl bir tavır takınmaları gerektiğini şu ifadeleriyle dile getirmiştir:
“Sizden biriniz bir münker gördüğünüzde eliyle, gücü yetmezse diliyle, ona da muktedir olamazsa kalbiyle tavrını belli etsin. Bu sonuncusu imanın en zayıf mertebesidir”(Müslim, Îman 78).
İçki satan insan bir günah işliyor demektir. Bu hadis zaviyesinden böyle bir insana karşı yapılacak muamele ise, elle müdahale söz konusu olamayacağından onu yumuşak bir dille ve tatlılıkla uyarmak ve onu bu günahtan vazgeçirmeye çalışmaktır.
Eğer bu da mümkün olmuyorsa böyle bir günahı irtikâp eden bir insana karşı yapılması gereken, onunla münasebete geçmeyerek en azından ona karşı kalben bir tavır alınmasıdır. Hiç şüphesiz içki satan bir insana karşı kalben buğz eden bir insanın onunla bir alışverişe girmesi uygun değildir.
Ticaretin önemli bir silah haline geldiği günümüzde, Müslümanların bunun şuurunda olmaları ve yaptıkları harcamalarla kimlere destek verdiklerini iyi bilmeleri gerekmektedir. Aslında haramların irtikâp edildiği yerlerle ilişkiyi kesme, onlara karşı yapılacak en iyi mücadele şeklidir. Çünkü içki sattığından dolayı belli bir kesimin kendisiyle alışveriş yapmadığını anlayan bir işletmeci zamanla zarar etmeye başlayacak ve durumunu bir kere daha gözden geçirmek zorunda kalacaktır.
Müslümanların bu tavrı şerre hizmet eden herkes için etkili olmasa bile, en azından belli bir kesimi helal mal satmaya yönlendirecektir.
Hülasa, içkili bir marketten alışveriş yapan veya içki servisinin yapıldığı bir lokantadan yemek yiyen bir insanın doğrudan haram işlediği söylenemese bile, bu kişinin harama yardımcı olduğu ve emr-i bi’l-ma’uf nehy-i ani’l-münker vazifesini yerine getirmediği için mesul olacağı söylenebilir.
Ayrıca Kur’an’ın “şeytan işi bir pislik” dediği necis maddelerin ve Allah Resûlü’nün lanet ettiği kimselerin bulunduğu mekânlardan alışveriş yapmak, bir Müslüman’ın vicdanını rahatsız eden/etmesi gereken bir durumdur. Fakat içki satılan marketten alışveriş yapmak zorunda kalan bir insan için elbette böyle bir mahzur söz konusu değildir. Çünkü zaruretin bulunduğu haller, umumi kaidelerden müstesnadır (Seyyid Bey, Medhal, s. 77).
Özellikle günümüzde bazı yerlerde içki satmayan market bulmak bir hayli zor olmaktadır. Bu açıdan Müslümanlar alternatifin söz konusu olduğu yerlerde muhakkak haram bir ürünün satılmadığı marketleri tercih etmeli ve mecbur kalmadıkça içki satılan marketlerden alışveriş yapmamalıdırlar.
İlave bilgi için:
İçki satmak, içki satılan yer ve işte çalışmak