Allah yolunda harcamanın mükâfatı, ahirette Cennet gibi ebedî bir mutluluktur. Dünyada ise, Allah için verdiği malın yerinin, O’nun tarafından doldurulmasıdır. O şöyle teminat veriyor: “De ki Rabbim dilediği kimsenin nasibini bollaştırır, dilediğinin nasibini de kısar. Siz hayır yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerini doldurur. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Sebe’ sûresi, 34/39). Peygamber Efendimiz Aleyhissalatüvesselam: “Mal, yardım sebebiyle noksanlaşmaz.” (Müslim, Birr 69; Tirmizi, Birr 83) buyurmuştur. Sayısız tecrübelerle bu vaat yaşanmaktadır.
Zekât: “Artma, çoğalma, bereket, arındırma” mânâlarına gelir. Yoksul zümrelerin hakkı olan zekâtın onlara ulaşması, her şeyden önce onların onurlarını korur, onların mâneviyatlarını yükseltir. Ayrıca artan satın alma gücü sayesinde yükselen genel talep hacmi, ekonomik hayatı da hareketlendirir.[1]İ.Kafi Dönmez, İslam’da İnanç, İbadet Ansiklopedisi, İFAV, İstanbul, 1997, 4/523.
Kaynak: Prof. Dr. Suat Yıldırım, Yeni Ümit
Dipnotlar
⇡1 | İ.Kafi Dönmez, İslam’da İnanç, İbadet Ansiklopedisi, İFAV, İstanbul, 1997, 4/523 |
---|