Okey ve benzeri oyunların bir kaç yönü vardır:
Birincisi, zaman kaybına yol açar. Halbuki zaman, müslümanın en büyük sermayelerinden biridir. Ebedi hayatı kazanmak için geldiği bu dünyada, saniyesine kadar hayatını iyi değerlendirmekle mükelleftir.
İkincisi, para katılarak oynanıyorsa bu zaten kumardır.
Üçüncüsü, okey bizim dünyamıza ait bir oyun değildir. Dolayısıyla da çağrışımları kötüdür. Bu çağrışımlar, bir müslümanı, kendine ait imanî, İslamî atmosferden uzaklaştırmaya sebebiyet verebilir.
Dördüncüsü, paralı ve parasız iki ayrı şekilde oynanan bu ve benzeri oyunlar, her ne kadar başta parasız da oynansa ileride kumara dönüşecek şekilde bir seyir izleyebilir. En azından oynanan ortamlarda yetişen çocuklar bu şuuraltına sahip olarak yetişebilirler. İşin böyle de bir riski vardır.
Beşincisi, bu çeşit oyunlar boş konuşmaya müsait ortamlar oluşturur. Halbuki bir müslümanın ağzından çıkan her söz dolu ve faydalı olmalıdır.
Özetle bahsettiğimiz mahzurların tamamı gerçekleşmeyebilir ama bir tanesi bile ortaya çıksa bahsedilen oyunların hoş görülmemesi için yeterli olur kanaatindeyiz.
Not: Satranç biraz daha farklı ele alınabilir. Düşünme ve düşünceyi geliştirme maksadıyla oynanan bu oyun, içinde küfür, para olmadıktan ve ibadetleri aksattıracak kadar vakit almadıktan sonra mahzurlu olmayabilir. Ama yine de diyoruz ki, bir müslümanın okuması gereken kitaplar, yapması icab eden işler, eda etmesi vazgeçilmez olan ibadetler varken ve bunlara vakit yetmezken okey gibi, satranç gibi oyunlarla vakit geçirmek ne kadar makuldür, masumdur, bunu kişilerin kanaatine bırakıyoruz..
Ayrıca Müslüman boş şeylerle uğraşmaz.. Zira o, ebedi hayatı kazanmak için bu dünyaya gelmiştir. Müslüman’ın eğlenmesi meşru dairede, ibadete şevk kazandırıcı ve güzel şeyleri düşündürücü şekilde olur.. Okey ve benzeri oyunların ise -kumar olarak oynanmasa bile- çağrışımları kötüdür. Kişiyi kumara, şans oyunlarına alıştırır. Bu yönüyle -arada iddia ve para olmadığı için haram denilmese bile- kumar oynayanların haline benzediği için mekruh diyebiliriz.
Evet, biz Müslümanların oyunları bile meşru dairede bir ihtiyacı karşılamalı, ahirete yarayacak tarzda olmalı.. Onun için dinimizde belirlenmiş çok fazla oyun çeşidi yoktur. Ata binmek, yürüyüş ve koşu yapmak, bisiklete binmek vs. meşgaleleri, meşru dairedeki oyunlara birer örnek olarak verebiliriz. Başka konularda olduğu gibi spor ve oyunlarında da Müslümanlar, hep Allah’ın verdiği vücudu korumaya, ibadetlerini daha iyi yapmaya ve hayır yollarındaki hizmetlerinde sürekli olmaya yönelik hareket ederler/etmelidirler. Eğer bu niyetlerle yapılırsa, spor ve oyunlar da birer ibadet haline gelebilir.
Hâsılı: Kur’anın ifadesiyle dünya bir oyun ve oynaştan ibarettir, gelir geçer. Öyleyse, okey, tavla, bilgisayar oyunları gibi faydadan çok zararı olan, kalıcı bir fayda getirmeyen, meşru bir ihtiyacı gidermeyen oyunlarla, oyun içinde oyuna dalıp hayatımızı gafletle geçirmeyelim..