Soru Detayı: Geçmiş yıllarda büfede çalışırken turistlere normal fiyattan fazlasına mallar sattım ve oradan elde ettiğim parayı kendim kullandım. Ama yıllar sonra şimdi çok pişmanım ama iş işten geçti. O turistleri bulmam imkânsız zira adlarını dahi bilmiyorum. Şimdi sorum şu, yarın hesap günü hesaplaşırken bu kişilerden bir bir helalleşmek için senin imanını istiyorum deme hakkı var mı ya da hesaplaşmada bire bir ne kadar para dolandırdıysam o kadar mı vermem gerekir?
Cevap: Geçmişte yapılan hata ve işlenen günahlardan dolayı yapılacak üç şey vardır: tevbe istiğfar etmek, hak varsa hakkı yerine ulaştırmak, bir daha aynı günaha yaklaşmamak.
Şimdi birincisi, tevbenizi yaparsınız, namazlarınız da bir tevbedir. Namazdan sonra dualarınıza tevbelerinizi ekler, bir daha işlememek için yalvarırsınız.
İkincisi, tahminen ne kadar hakkın üzerinize geçtiğini düşünüyorsanız, o kadar parayı gücünüz yettiğince, o hakkını yediğiniz insanlar adına, sevabı onlara gitmek üzere hayra sevk edersiniz. Muhataplarınız gayrimüslim idiyseler, siz yine üzerinizden yükü atmak için bir miktar para hayra verir ve bununla da onların hidayetini dileyebilirsiniz.
İnsan, kul hakkı yediği için sürekli cehennemde kalacak diye bir umumi hüküm yoktur. Alacaklıların ötede insanın imanını almaları, çalmaları diye bir şey de yoktur. Fakat alacaklıların, insanın iyiliklerini alıp bitirmesi söz konusudur. Bununla beraber, Allah dilerse kulunun iyi haline bakarak, alacaklıları razı edebilir, fazlından lütfundan ekstra lütuflarda bulunabilir. Ancak burada ekstra lütuflara bel bağlanılmamalı, yapılması gerekenleri bihakkın yapmaya çalışmalıdır. Kul, üzerine düşeni imkânları nisbetinde yaparsa Allah da ötede sürpriz inayetlerde bulunabilir. Ümidinizi kırmayın, amellerinize ve güzel faaliyetlere devam edin. Allah istikametinizi bozmasın, afiyet ve hidayetinizi arttırsın…