Vitir namazı, Yatsı namazından sonra kılınan vacip namazdır. Eda vakti yatsı namazının kılınmasının akabinde başlar, fecrin doğuşuna kadar yani sabah namazının gireceği vakte kadar devam eder.
Vitir namazını gecenin en son namazı olarak eda etmek en faziletli olanıdır. Teheccüd namazının da gecenin yarısı ya da üçte ikisi geçtikten sonra yani gecenin son bölümlerinde kılınması daha faziletlidir. Kişi gece namazını kıldıktan sonra gecesini vitir namazı ile bağlar. Peygamber Efendimiz’in (Sallallahu aleyhi vesellem) çoğunlukla uygulaması bu şekildedir. Ancak O’nun (Aleyhissalatü vesselam), vitir namazını, gecenin ilk saatlerinde kıldığı da vakidir. (bkz. Tirmizi, fedailü’l-Kur’an 23.) Aynı zamanda Efendimiz, bazı sahabilere, vitir namazını yatmadan önce kılmalarını tavsiye etmiştir. (Buhari, savm 59; Tirmizi, vitr 3)
Bütün bunlardan hareketle fukaha şu sonuca varmışlardır: Vitir namazını edanın en faziletlisi, onu gece namazından sonra, gecenin son namazı olarak ve gecenin son kısımlarında kılmaktır. Bu en efdal olan uygulamadır. Ancak yatsı namazının edasından sonra herhangi bir vakitte de kılınabilir. Özellikle gece kalkabileceğinden emin olmayan kimselerin yatmadan önce kılması daha iyidir. Zira bu vacip bir namazdır, kaçırılmaması gerekir. Peygamber Efendimiz’in (Sallallahu aleyhi vesellem) bazı sahabilere vitri yatmadan önce kılmalarını tavsiye etmesi, ihtimal onların uykularının ağır olduğunu bilmesi, gece kalkamayacaklarını tahmin etmesinden kaynaklıdır.
Bir de cemaat konusu var. Gece namazının, teravihin cemaatle eda edildiği yerde vitir namazı da cemaatle eda edilebilir. Abdullah b. Abbas (Radiyallahu anhuma), Peygamber Efendimiz’le gece namazı kıldığını rivayet ettiği hadiste, Efendimiz’in yanında namaza durduğunu belirtmiş, O’nun vitir kıldığını da kaydetmiş ancak vitrde kendisinin ayrıldığına dair bir kayıt getirmemiştir. Aynı şekilde, Hazreti Ömer zamanında camide cemaatle teravih kılındığında vitir de cemaatle eda edilmiş, buna hiçbir sahabi itiraz etmemiştir. Yani vitrin cemaatle kılınması, sahabenin icmaıyla da teyit edilmiş bir uygulamadır.
Teravihin ve vitrin gecenin ilk saatlerinde kılınması da cemaatin durumuna bağlıdır. Her ne kadar teravih de teheccüd de dahil olmak üzere gece namazlarının gecenin ilerleyen saatlerinde kılınması daha faziletli olsa da, cemaatin toparlayıcılığı ve teşvik ediciliği göz önünde bulundurulduğunda, insanların namaz kılması, cemaatle kılması, namazdaki Kur’an tilavetini dinlemesi, cemaatle duaya ibadete katılması gibi faziletleri bir araya getirdiğimizde, bu, en efdal vakti arama faziletinden aşağı kalmayacaktır. Dolayısıyla, bu tür namazları cemaatle ikame ederken, insanların en kolay toparlanacakları vakitte eda etmek en güzelidir.
Bugün dünyanın her yerinde camilerde, mescitlerde genellikle icra edilen uygulama da budur. Bunun sünnette de temeli vardır. Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem), yatsı namazının en faziletli vaktinin, vakit girer girmez değil de gece biraz ilerledikten sonra olduğunu beyan etmekle birlikte (Buhari, mevakitü’s-salat 24), uygulamasını, insanların toplanmasına göre ayarlardı. Eğer insanlar erkenden toparlanırlarsa namazı hemen kıldırır, eğer henüz toparlanmamışlarsa, cemaatin gelmesini beklerdi. (Buhari, mevakitü’s-salat 18)