Bu gecenin önemi ve fazileti ile ilgili Tirmizî ve İbn-i Mâce’nin Sünenlerinde, Abdurrezzak’ın Musannnef’i gibi eserlerde müstakil bab başlıkları açılarak konu ile ilgili hadîsler bir araya getirildiği gibi değişik hadîs kitaplarında da bu gecenin fazileti ile ilgili rivayetler yer almaktadır. (Bkz. İbn-i Ebi Şeybe, Musannef, 6/108; Abdurrezzak, Musannef, 4/316). Berat gecesi Hz. Aişe’den (r.a.) gelen bir rivayette İnsanlığın İftihar Tablosu’nun mübarek beyanlarında şu şekilde geçmektedir:
“Allah Teâlâ Şaban ayının 15. gecesi dünya semasına rahmet, mağfiret ve lütuflarıyla tecelli eder. Tecelli eder de Kelb kabilesinin koyunlarının kıllarının sayısından daha çok insanı affeder.” (Tirmizi, savm, 39; İbn-i Mace, ikame, 191).
Bu gecenin önem ve faziletini, bu kutlu zaman diliminin değerlendirilmesi gerektiğini bildiren Hz. Ali’den gelen bir başka hadîs de şu şekildedir:
“Şaban ayının ortasında geceyi ibadet ederek gündüzü oruç tutarak geçiriniz. Allah o gece güneş batınca dünya semasına nüzul eder ve fecir doğana kadar yok mu benden af isteyen affedeyim; yok mu benden rızık isteyen rızık vereyim; yok mu musibete uğramış onun derdine derman vereyim. Yok mu şöyle yok mu böyle der.” (İbn-i Mace, ikame, 191; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/258).
Buna göre, beraat kandilinin gündüzünde oruç tutmak Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi vessellem) bizzat tavsiyesidir, ve beraatı gecesi ve gündüzüyle beraber değerlendirebilmek adına mümkün olduğunca diğer tavsiye edilen şeylerle beraber yerine getirilmesi gereken bir sünnettir.