Hac ve umre, kutsal mabed Kabe’nin her yıl ibadetle ihya edilmesine ve şenlendirilmesine vesile olur.
Hac, insan nefsini günahlardan temizler, arı duru hale getirir, onu ihlâsla donatır, yeni bir hayatın kapılarını aralar; insanın manevîyatını güçlendirir, ilahî rahmet ve affa dair duyduğu güveni sağlamlaştırır.
Hac imanı güçlendirir, kuvvetlendirir. Allah’a verilen sözün yenilenmesine yardım eder. Kolay kolay dönülmeyen nasuh tövbesine götürür. Nefsi tertemiz hale getirerek duyguları inceltir ve sanki onu kanatlandırır.
Hac mü’mine, İslâm’ın muhteşem geçmişini hatırlatır. Güzel ahlâkıyla ve faaliyetleriyle dünyayı aydınlatan Peygamber Efendimiz (aleyhissalatü vesselâm) ve güzide ashabının ve onlara en güzel şekilde tâbi olan kutlu insanların yaptığı fedakârlıkları ve kahramanlıkları hatırlatır.
Öte yandan hac, zorluklarıyla insanı sabra ve tahammüle alıştırır, disiplin ve emirlere uyma şuuru kazanmasına vesile olur.
Hac ibadeti vesilesi ile kul, Rabbi’ne daha iyi şükreder, Rabbi’nin kendisine verdiği mal, sağlık ve afiyet nimetlerine daha içten şükretme yolunu bulur.
Sosyal hikmetleri yönüyle hac; renk, dil, ırk, ülke, kültür, makam ve mevki farkı gözetmeksizin aynı amaç ve gayeleri taşıyan milyonlarca Müslüman’ı bir araya getirerek Müslümanlar arasındaki eşitlik ve kardeşliğin çok canlı bir tablosunu oluşturmaya vesile olur. Zenginiyle, fakiriyle, güçlüsü ve güçsüzüyle bütün hacılar aynı kıyafetler içinde, aynı kurallara uyarak, aynı güçlüklere katlanarak, aynı şartlarda hareket ederek fiziki bir eşitlik ve kardeşlik eğitiminden geçerler.
Büyük servetlere sahip bir zenginle, geçimini zor temin eden bir mü’mine aynı kıyafet (ihram) içinde Arafat’ta beraberce el açıp dua ettiren ve Kabe’nin etrafında yan yana tavaf ettiren hac ibadeti, insanlara makam, mevki, servet ve zenginlikle gururlanmamayı, diğer Müslümanlarla tanışıp kaynaşmayı öğretir.
Hac ibadeti Müslümanlarda ömür boyu silinmeyecek derin hatıralar bırakır.
Hac sayesinde dünyanın değişik yerlerinden gelen Müslümanlar arasında güzel etkileşimler meydana gelir.
Hac yapan Müslüman; sabır, tahammül, sıkıntılara katlanma, yardımlaşma, dayanışma ve belli kurallara adapte olabilme gibi güzel hasletlerini geliştirir.
Hac, ziyaretçilerini alır on dört asır öncesine götürür. Hayalen Nebiler Nebisi ile buluşturur, o mekânlarda verilen o büyük mücadeleleri onlara hatırlatır.
Hac insana, ahirete ait bir manzara yaşatır. Dünyada misafir olduğu hakikatini ona gösterir.
Haccın ruh ve manasından alabildiğine istifade edilebilmesi adına muhterem hocamızın “hac”ı anlatan şu muhteşem yazısının hem o mübarek beldelere yola çıkmadan önce hem de oraya vardıktan sonra ve haccın menasikine başlamadan evvel tekrar mütalaa edilerek okunmasının çok faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Kaynak: Bir Müslümanın Yol Haritası