Kur’an, insanın kerim (çok şerefli ) yaratıldığını bildirir (İsra Suresi, 17/70). Bunun yanında insan kendi vücuduna malik değildir. İstediği gibi tasarrufta bulunamaz. O, Allah tarafından insana verilmiş bir emanettir. Dolayısıyla, şerefli olarak yaratılan ve emanet bir vücudun emanetçisi bulunan insan, etini, kemiğini başkalarına satamaz. Organ ticareti kesinlikle haram kılınmıştır.
Organ bağışı meselesine gelince, âlimlerimiz konuya, dinî, ahlakî, toplumsal ve psikolojik açıdan yaklaşmışlardır. Bu açılardan bakılıp tespit edilen ölçüler korunmak şartıyla fetva verenler olsa da mesele, henüz bütün hatlarıyla ortaya konabilmiş değildir. Bu yüzden de kestirip atılamaz ve caizdir ya da caiz değildir denemez.
Zaruret halinde organ naklini caiz gören âlimlerimizin düşüncelerini şöyle sıralayabiliriz.
- “Bir insanın yaşamasına vesile olmanın bütün insanların hayatına vesile olmak manasına geleceği” (Maide Suresi, 5/32) prensibinden hareketle caizdir demişlerdir.
- İslam’ın kolaylık dini olmasını göz önünde bulundurmuşlardır.
- Kan nakli bugün caiz görülüyorsa organ nakli de -insanın hürmetine uygun hareket etmek şartıyla- caizdir mantığı da yürütülmüştür.
- Organını bağışlayan kişi, organını verdikten sonra yaşayamayacaksa buna katiyen cevaz verilmemiştir. Çünkü bir canı kurtaralım derken diğer canı öldürmek caiz değildir.
- Yaşayan birinin böbreklerinin ve gözlerinin biriyle, kan ve dişlerinin bağışlanması, o şahsın iznine tabidir. Razıysa, verir.
Bu görüşlere karşı deliller getirerek temkinli yaklaşımlarını ortaya koyan ve organ nakli konusunu daha tedbirli ele alan âlimlerimiz de fikirlerini şöyle belirtmişlerdir:
- Mesele, insanın çok şerefli, onun vücudunun da bir emanet olduğu hakikatine bağlı olarak değerlendirilmelidir. Buradan hareketle, organ bağışı, hemen içine girilecek bir iş olarak değil, son çare olarak düşünülmelidir. Çok mecbur kalındığında, iki zarardan biri tercih edilerek, ölmektense, bir insanın organıyla yaşamak tercih edilebilir. Buna da yine, hem dini alanda hem de tıp ve psikoloji alanında işin mütehassısları tarafından karar verilmelidir.
Önemli bir mesele de şudur: Organ naklini son çare olarak görmemek gerekir. Bugün insanın kendi kök hücresinden organ yapılabilmektedir. Bu tür yollar da görünmeye başlamışken, çareyi sadece organ nakline bağlamak, makul olmasa gerek.
Özetle: Kesin bir hüküm mevcut değildir. Somut örneklere göre hareket etmek ve konuyla alakalı her sahanın mütehassıslarına danışmak gerekir. Ayrıca, organ naklini son çare olarak düşünmemek, daha makul bir yaklaşım olur.