Kur’an-ı Kerim’de: “Artık sizden kim ramazan ayının hilâlini görürse, o gün oruca başlasın” (Bakara, 2/185) buyrulmakta, Allah Resulü (s.a.s.) de, “Hilali gördüğünüzde oruca başlayın, yine hilali gördüğünüzde iftar edin/bayram yapın” (Buharî, Savm 15) şeklinde beyanda bulunmaktadır.
Fıkıh kitaplarımızda bu konuda müneccim hesabına yani takvime itimat edilmeyeceği kayıtlıdır. Dört mezheb de, matematik hesabıyla, takvim hesabıyla aylar tespit edilmek suretiyle ramazan-ı şerîf tutulmaz, bayram da yapılmaz derler.
Ramazan-ı şerîfin tutulmasında, bayramın kabul edilmesinde esas, hilâlin görülmesidir. Hilâli gözetme esasen Cenaze namazını kılma gibi farz-ı kifâyedir. Normalde hilal en ince şekliyle bile görülse ramazan orucu tutulur. Takvim hesabı için aynı şeyi söyleyemeyiz. Hilâl bir günlük olarak da görülebilir, yarım günlük olarak da çeyrek gün olarak da görülebilir, hatta daha az bir parça da görülebilir. Oruç için hilalin tam bir günlük olması şart değildir; yarım günlük ve daha az zaman için de oruç tutulur.
Ulema hilalin görülmesinde ısrar eder ve bu konuda matematik hesabı -doğru bile olsa- ona itibar edilmeyeceğini söyler. Bunun yanında az sayıda buna itimat eden âlim de vardır. Genel kanaat, hilalin görülmesidir.