Öncelikle bu konuda bize ulaşan hadisleri zikredip ardından âlimlerin bu konudaki nokta-i nazarlarını açıklamaya çalışalım.
İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Bıyıkları kazıyın, sakalları serbest bırakın.” (Buhârî, Libâs 64, 65; Müslim, Tahâret 53)
Hz. Aişe’den (r.anha) rivayet edilen bir hadislerinde “On şey fıtrattandır: Bıyıkları kesmek, sakalı salıvermek, misvak ile ağzı, dişleri temizlemek, su ile burnu temizlemek, tırnakları, kirlerin barınabileceği yerleri yıkamak, koltuk altındaki kılları gidermek, kasıkları tıraş etmek, necaset yolunu su ile temizlemektir.” (Müslim, Tahare 56; Ebu Davud, Tahare 29)
“Bıyıkları çok kısaltın, sakalları ise bırakın”; “Müşriklere muhalefet edin; bıyıkları kısaltın, sakalları çoğaltın”; “Bıyıkları kesin, sakalları bırakın. Böylece Mecusîlere benzemeyin ” (Buharî, Libas 64; Müslim, Tahare 54)
Biz Resûlullah’ın sakallarını kestiğine dair bir malumat bilmiyoruz. Hadislerde de görüldüğü gibi Efendimiz sakalın erkekler için fıtratın bir parçası olduğunu ifade etmiş ve bunu emretmiştir. Burada Efendimizin Müslümanların şahsiyetini korumak için müşriklere muhalefet etme, onlara benzememe adına ortaya koyduğu davranışlar da ayrı bir önem arz etmektedir.
Sakal bırakmanın ve buna bağlı olarak sakalları kesmenin hükmü hususunda âlimlerin farklı görüşleri olmuştur. Sakalı kesme İbn-i Teymiye mektebine göre her ne devirde olursa olsun, ister bırakıp kessin, isterse bırakmadan ustura vursun haramdır. Hanefilerin ekserisinin konuya yaklaşımı da bu istikamettedir, yani onlar da sakal kesmeyi mahzurlu görüyorlar. Sakal kesmeyi haram olarak görenler, sakal bırakmayı emreden hadislerin vücûbiyet ifade ettiği, sakalları kesmekle fıtrata müdahale edildiği, sakallarını kesen kimsenin müşriklere benzeyeceği ve son olarak da sakal kesmekle kadınlara benzeneceği gibi hususları öne sürmüşlerdir.
Fakat Hanefiler dışındaki diğer üç mezhebin nokta-i nazarı sakal bırakmanın sünnet olduğudur. Ama bu kuvvetli bir sünnettir. Bırakılırsa sevabı çok olur. Buna göre kişi hiç sakal bırakmadan sakallarını keserse haram işlemiş olmaz. Ama bıraktıktan sonra mazeretsiz keserse başladığı bir sünneti terk ettiğinden dolayı günaha girer. Bu tıpkı nafile bir oruca başlayıp da bozan kimsenin üzerine bu orucu tutmanın vacip olması gibidir. Allahu a’lem en doğru görüş de budur.