Kişinin ancak aylar veya yıllar süren bir tasarruf sonrası edinebileceği bir malı ona hemen şimdi sunmak ve eline vermek bir ticarettir; dolayısıyla bunda da bir sakınca yoktur. Burada malın zaman değeri artırılmıştır. Başka bir ifadeyle, bir malı bir yerde ucuz alıp, başka bir yerde kâr ilavesiyle satmakla, yine bir malı peşin düşük fiyata alıp, ona yıllar sonra ancak sahip olabilecek müşterisine hemen şimdi bir kâr ilâvesiyle vadeli satmak arasında bir fark yoktur. İkisi de ticarettir. İkisinde de malın değerinde bir artış meydana gelmiş ve bu değer artışı, satış kârı olarak satıcıya sunulmuştur.
Kur’ân vadeli alış-verişe, “Ey iman edenler! Birbirinize belli bir vade ile borçlandığınız zaman onu yazın.” (Bakara, 2/282) mealindeki âyetle izin vermiş, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) de veresiye mal alarak zırhını rehin vermiştir.
Vadeli satıştaki fiyat farkı, müşterinin bu maldan hemen faydalanmaya başlamasının karşılığıdır. Yani aylar veya yıllar sonrasına ertelenen faydanın hemen elde edilmesi sağlanmıştır. İşte bu değer artışı, vadeli satıştaki fiyat farkının karşılığıdır.
Vadeli mal satışını faize benzetmenin hiçbir makul ve mantıklı tarafı yoktur. Vadeli satışta değer üreten mal hareketi, faizde ise değer üretmeyen, kısır para hareketi vardır.
Diğer taraftan, vadeli satışta müşterinin ödediği fiyat farkı, onun yıllar sürebilecek tasarruf zahmetinin satıcı (veya katılım bankası örneğinde, kendisine kâr payı ödenecek katılım hesabı sahibi) tarafından daha önce çekilmiş olmasına da karşılık gelir. Yani fiyat farkı daha önceden yapılmış tasarruf zahmetine karşılık gelmekte ve bu zahmet de müşterinin eline maldaki reel bir değer artışı olarak geçmektedir.
Her ne kadar geçmişte bazıları tarafından bu ‘zahmet’, faizi haklı kılan sebeplerden biri olarak anılmışsa da burada bu zahmet, şimdi reel ve belirli bir değer artışına karşılık geldiği için faizden hemen ayrılır. Faizde bu zahmetin karşılığı sadece muhtemel ve belirsizdir. Başka bir ifadeyle, zahmet çekilerek biriktirilen bir borç paranın sabit getirisi olan faiz ya hayalî-sanaldır, yani gerçekleşmemiş bir kazancın karşılığıdır veya gerçekleşmiş kazanç olsa bile, bu faiz ile borç paranın kazancı arasında denge yoktur.
Vadeli satışta fiyat artışını makul ve haklı kılan başka sebepler de vardır. Satıcının, ödeme şekline göre malın fiyatında değişiklikler yapması tamamen ekonomik bir hâdisedir. Satılan bir malın bedelini hemen tahsil etmekle daha sonra tahsil etmek arasında satıcı açısından ciddi fark vardır.
Bir malın fiyatı peşin 100 lira ise, bu bedelin sonradan ödeneceğinin ifade edilmesi satıcının satma eğilimini düşürür. Bu, arz eğrisinin sola kayması demektir. Bunun ekonomik neticesi ise doğrudan fiyat artışıdır.