657
Günahı, açık da, gizli de işlemek caiz olmaz. Nefsine, şeytana uyarak günah işleyen de, (kul hakkına girmediği sürece) günahını gizlemelidir! Günahı gizlemek birkaç yönden faydalıdır:
- Eğer günahlarımız açığa çıkmamışsa sevinmek gerekir. Cenâb-ı Hak, kulun özellikle açıktan günah işlemesini sevmez. Peygamber Efendimiz de (sallallahu aleyhi ve sellem): “İnsan günahını dünyada gizlerse, Allah Teâlâ da, Kıyâmet’te, bu günahı kullarından saklar.” buyurmuştur.
- Allah Teâlâ açıktan, çekinmeden günah işleyenlere daha çok buğzeder. Fakat üzülerek günahını gizleyenleri, gizlediği için affedebilir. Nitekim Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm), “Bir günaha düşen, günahını gizlesin! Allah Teâlâ’nın örtüsünü onun üzerinde bulundursun!” buyurmuştur.
- Günah işlerken Allah’tan utanılmıyorsa insanlardan olsun utanmak gerekir! En azından başkasını kendi hakkında konuşturmamak, gıybetini ettirmemek için günahı gizlemelidir! Unutmamak gerekir ki hayâ tamamıyla hayırdır. Hayâ, imandandır. Hayâsızın dîni olmaz.
- Kötü örnek olmamak, başkalarının da günah işlemesine cesâret vermemek için de günahı gizlemek gerekir! Böyle sebeplerden dolayı günahı gizlemeli, gizli de olsa günah işlemekten sakınmalıdır! Çünkü günahlar öldürücü zehirdir. İmanı olan günah işlemekten çok korkar. Efendimiz: “Mümin, günahını dağ gibi görür, üzerine düşeceğinden korkar. Münâfık ise, günahını, burnuna konmuş, hemen uçacak bir sinek gibi görür.” buyurmuştur.
Kul hakkına girilmiş ise bu durumda sadece tevbe etmek yetmez, ilgili kişi/kişilerden helallik alınması gerekir. Detayı için linke bkz.