Aromalar, gıdalarda kullanılan sayıca en fazla katkı gıda maddeleridir. Sayıları binleri bulduğundan dolayı bunların E kodları da yoktur. Gıdaların lezzetini arttırmak, gıdanın işlenmesi, ambalajlanması ve depolanması saflaharında oluşacak tat kayıplarını gidermek ve gıdalara hoş koku kazandırmak maksadıyla kullanılırlar. Aroma maddeleri, bitkisel ve hayvansal kaynaklı olabileceği gibi, sentetik olarak laboratuar ortamında da üretilirler. Türkiye’de kullanılan aromaların yaklaşık olarak % 95’i yurtdışından ithal edilmektedir.
Gıdalara katılan aroma maddelerinin, gıdanın içinde homojen olarak dağılabilmesi için çözünmelerine ihtiyaç vardır. Diğer bir ifadeyle bir çeşit yağ olan aromalar, suda çözünmedikleri için bir ara çözücüye ihtiyaç vardır ki, bu da çoğu zaman alkol olmaktadır. Diğer yandan kiraz likörü gibi doğrudan alkollü içkilerden elde edilen aromalar da vardır.[1]Harun Şimşek, Alkol İçeren Yiyecek ve İçecekler, s. 99.
Aromalar pek çok yiyecek ve içeceğe katılmaktadır. Özellikle gazlı içecekler aromaların çok kullanıldığı gıdalardır. Nitekim 2006 yılında Tüketiciler Birliği’nin on farklı gazozu Tübitak’a inceletmesi sonucunda bunların tamamında oranı % 0,20 ile % 1,56 arasında değişen miktarlarda alkol bulunduğu haberi uzun zaman gündemi meşgul etmiş ve ilahiyatçı çevrelerde konunun hükmüyle ilgili farklı tartışmaların yaşanmasına sebebiyet vermişti. Bu haberlerin medyada ciddî yankılar uyarmasını müteakip bazı üretici firmalar veya yetkili bazı kişiler kendilerini savunma adına, gazozlara katılan alkolün sarhoş etmeyecek miktarda çok az olduğu, alkolün bazı gıdalarda da doğal olarak bulunduğu, Türk Gıda Kodeksi’nin gazlı içeceklere az miktarda alkol katılmasına müsaade ettiği, bu içeceklerde bulunan alkolün dışarıdan katılmaksızın ürünün içinde kendiliğinden oluştuğu, katılan alkolün ürün içinde istihâle geçirdiği gibi farklı açıklamalar yapmış, bazı firmalar ise sessiz kalmayı tercih etmişlerdi.
Dipnotlar
⇡1 | Harun Şimşek, Alkol İçeren Yiyecek ve İçecekler, s. 99. |
---|