Değerli kardeşimiz,
Toplu ölümler, yeterli yer bulunmaması gibi bir zaruret olmadıkça iki kişinin aynı kabre defnedilmesi –çoğunluğa göre– mekruhtur.[1]Mâverdi, el-İknâ, 60; Şirâzî, et-Tenbih, 16; İbnü’l-ırâkî, Tahrîru’l-fetâvî, 1/441; Zekeriyyâ el-Ensârî, Esne’l-metâlib, 1/330; İbn Kudame, el-Muğni, 2/420; Hattâb, … Okumaya devam et Ancak, deprem, sel, savaş vb. bir nedenden ötürü toplu ölümleri netice veren bir hacet veya zaruretin varlığı durumunda bir mezara birden fazla kişi defnedilebilir.[2]Bkz. İbn Nüceym, Bahru’r-râik, 2/209; el-Fetâva’l-hindiyye, 1/166; Ebû Şucâ, el-Ğâyetu ve’t-takrîb, 16; Karafi, ez-Zehîra, 2/479.
Bu konuda bütün mezheplerin ittifak ettiği söylenebilir.[3]İbn Hümam, Fethu’l-kadîr, 2/141; İbn Abidin, Reddu’l-muhtâr, 2/219, 233; Karâfî, ez-Zehîra, 2/479; İbnü Cizzî, el-Kavânînu’l-fıkhiyye, 66; Nevevî, el-Mecmû, 5/284; Sülemî, … Okumaya devam et Bu konudaki en güçlü delil olarak, Uhud şehitleri defnedilirken –şehitlerin çokluğundan dolayı her biri için ayrı mezar yeri kazılmasının zorluğu nedeniyle– Allah Resûlü’nün, birden fazla kişinin aynı mezara defnedilmesine izin vermesi zikredilir. (Tirmizi, cihâd 33; Nesâî, cenâiz 86.) Diğer bazı gazvelerde de benzer uygulamalar olmuştur.[4]Zuhaylî, el-Fıkhu’l-islâmî, 2/1560.
Zaruretin varlığında birden çok kişinin aynı yere defnedilmesi durumunda araları toprakla ayrılır. Bu şekilde mezar yeri, iki veya daha fazla kabre dönüştürülmüş olur.[5]Mevsilî, el-ihtiyar, 1/96; İbn Nüceym, Bahru’r-râik, 2/209; el-Fetâva’l-hindiyye, 1/166.
Selametle kalın…
Dipnotlar
⇡1 | Mâverdi, el-İknâ, 60; Şirâzî, et-Tenbih, 16; İbnü’l-ırâkî, Tahrîru’l-fetâvî, 1/441; Zekeriyyâ el-Ensârî, Esne’l-metâlib, 1/330; İbn Kudame, el-Muğni, 2/420; Hattâb, Mevâhibu’l-celil, 2/236 |
---|---|
⇡2 | Bkz. İbn Nüceym, Bahru’r-râik, 2/209; el-Fetâva’l-hindiyye, 1/166; Ebû Şucâ, el-Ğâyetu ve’t-takrîb, 16; Karafi, ez-Zehîra, 2/479. |
⇡3 | İbn Hümam, Fethu’l-kadîr, 2/141; İbn Abidin, Reddu’l-muhtâr, 2/219, 233; Karâfî, ez-Zehîra, 2/479; İbnü Cizzî, el-Kavânînu’l-fıkhiyye, 66; Nevevî, el-Mecmû, 5/284; Sülemî, el-Gâye, 2/244; İbn Kudame, el-Muğni, 2/420. |
⇡4 | Zuhaylî, el-Fıkhu’l-islâmî, 2/1560. |
⇡5 | Mevsilî, el-ihtiyar, 1/96; İbn Nüceym, Bahru’r-râik, 2/209; el-Fetâva’l-hindiyye, 1/166. |