Başkasına ait herhangi bir malın kullanımı mal sahibinin iznine bağlıdır. Buna göre bu tür kablosuz internet ağlarında hizmetin sahibi kendisi için yapmış ve kendisi kullanmayı düşünüyordur. Kablosuz almasının belli sebepleri olabilir. İnternetin daha hızlı olması, birisinin kendisine kablosuz modem hediye etmesi, kişinin dizüstü bilgisayarının olması ve evinin istediği odasından internete girme arzusu gibi. Normal hükmü tekrar edecek olursak, sahibi olan bir malı kullanmak o malın sahibinin iznine bağlıdır. Mal sahibinin genel bir izin vermesi durumunda herkes istifade edebilir.
Bir de bu tür durumlarda örfe bakılır. Mesela, bazı yörelerimizde bazı meyveler toplanıp satılmadığından dolayı yeme arzusu olan birinin, herhangi bir yerden yiyebilmesi genel kabul görmüştür. Bunu kimse garip karşılamaz. Bu da genel izin gibidir.
İnternet konusuna gelince, dediğiniz gibi kablosuz modemler çıkınca bu tür meseleler de gündeme gelmeye başladı. Burada yapılacak şey genel prensiplere göre davranmak ve meseleyi enine boyuna düşünmektir. Burada sorulacak bir soru şudur: Sizin başkasının kablosuz bağlantısını kullanmanız onlara gerçekten bir külfet getirmiyor mu? Eğer bağlantıya şifre koymamışsa, fakat şifre koymamasının herkese açık olmasını istemesinin dışında başka bir sebebi varsa? Ya da limitli bir bağlantısı varsa ve bu ay sonunda faturasına yansıyorsa? Bu sorular konusunda rahat “Hayır, böyle bir şey yok” denilebiliyorsa bu bağlantı kullanılabilir. Genelde müesseseler, şirketler, devlet daireleri, çalışanları için bu bağlantıyı serbest bırakıyor ve şifre koymuyorlarsa bunda bir sakınca görmediklerindendir ve bunlar kullanılabilir. Ancak aynı şeyi kendi evine kablosuz modem alan insanlar için rahat söyleyemeyiz.
Burada caizdir veya caiz değildir demek yerine en uygunu bütün bunları söyledikten sonra yukarıdaki sorularımızın cevabına göre yorumu insanların kanaat-i vicdâniyelerine bırakabiliriz. Dinin kanaat-i vicdaniye boyutu dikkatlerden kaçmamalıdır.