Beraat gecesinin fazileti ile alakalı Hz. Ali’den gelen bir hadîsi şerif şu şekildedir:
“Şaban ayının ortasında geceyi ibadet ederek gündüzü oruç tutarak geçiriniz. Allah o gece güneş batınca dünya semasına nüzul eder ve fecir doğana kadar yok mu benden af isteyen affedeyim; yok mu benden rızık isteyen rızık vereyim; yok mu musibete uğramış onun derdine derman vereyim. Yok mu şöyle yok mu böyle der.” (İbn-i Mace, ikame, 191; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/258).
Bunun yanında Cuma ve cumartesi günlerinden sadece birisini tek başına oruçlu geçirmemeye dair umumi yasağı ifade eden hadisi şerifler de var (Tirmizi, Savm 43). Bu umumi menetmeden bazı günler müstesna olsa gerek. Bunlardan biri de bu iki güne denk gelen mübarek günlerin oruçlu geçirilmesidir. Evet, mübarek günler eğer Cuma veya Cumartesiye rastlarsa tek gün olarak tutulabilir. Mübarek günlerde oruç tutmayı mutad hale getirmek de bu konuda bir ruhsat teşkil etmektedir. Zira adet haline getirilen oruçlar, cumaya veya cumartesiye denk gelse de tek olarak tutulabilir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bazı nafile oruçları teşvik ederken cumartesiye denk gelirse tutmayın şeklinde bir istisnada bulunmamıştır. Dolayısıyla bu da bir ruhsattır. (Şerhu Meani’l Âsâr, 2/80)
Tirmizi’nin Cumartesi günü oruç tutmanın mekruhluğuyla alakalı yaptığı şerhte, Yahudilerin o günü kutsayarak oruç tuttukları, onlara benzememek için o gün oruç tutmamak gerektiği ifade edilmektedir. Bu hikmet boyutlu açıklamaya göre de Cumartesiye denk gelen beraat gününü oruçlu geçirmekte bir beis bulunmamaktadır. Zira beraat gününün Cumartesiye denk gelmesi az bir ihtimaldir ve denk geldiğinde oruç tutulması da Yahudilere benzemeyi içermez. Allah Resulü’nün menettiği husus ise, Cumartesinin hususi olarak oruca tahsis edilmesidir.
Allahu a’lem…