Îsar ruhunu yaşatmak lazım. Başkalarının hissiyâtıyla, başkalarının ihtiyacıyla kendimizi doğrudan mesul görmeliyiz. Yanımıza gelen her insana, ihtiyacını giderme adına aç mı, açık mı, istirahatı mi gerekiyor, sormalıyız, yedirmeliyiz, içirmeliyiz. Bu duygu çok önemli. Ama maalesef, pek çok İnsanda “başkaları için yaşama ruhu”nu tam mânâsıyla göremiyorum. Bu da beni çok üzüyor. Sofradasın, arkadaşının önünde ekmeği yok, sofraya uzak kalmış, kimsenin bunu görememesi beni pek üzüyor.
Ayrı mekanlarla, ayrı makamlarla, ayrı imkanlarla kendinizi İnsanlardan ayırmayın. İnsanları küçük görmeyin. Ne iş yaparlarsa yapsınlar, herkesi aziz bilin, aziz tutun; yemeğinizi, sofranızı onlarla paylaşın. Farklı muamelelere girmekten sakının. Fani dünya demek kolay; fakat, onun fânî olduğunu hissetmek çok zordur.. Rabb’im hissettirsin.