Bıyıkları kesmek hadislerde fıtri bir fiil ve temizlik olarak zikredilir: Efendimiz (sas), şöyle buyurmuşlardır:
“Beş şey fıtrattandır: Sünnet olmak, etek tıraşı yapmak, koltuk altını yolmak, tırnakları kesmek, bıyığı kısaltmak.” (Buhari, Libas 63; Müslim, Tahare, 49, 50, 56).
Benzer diğer hadislere de baktığımızda Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bıyıkların kesilmesi, kısaltılması üzerinde önemle durmuştur. Bıyığın kısaltılmasıyla ilgili ifadeler farklı geldiğinden âlimlerimiz de bıyığı kökünden mi kesmek lazım yoksa kısaltmak yeterli mi, bu hususta ihtilaf etmişlerdir. Bazıları bıyığın kesilmesini kısaltılmasından efdal görürken, diğer bir kısmı da bıyıkların kökten kesilmesine mahzurlu gözüyle bakmışlar, bunu mekruh ve bidat saymışlardır. Fakat bıyığın dudakları örtecek şekilde uzatılmasının mekruh olduğunda ittifak vardır.
“Bıyıkları kesin, sakalı salıverin de Mecûsi’ye muhalefet edin!” (Müsned, 2/365, 386; Müslim, Taharet, 55),
“Müşriklere muhalefet edin, sakalı çoğaltın, bıyıkları iyice kırkın” (Buhari, Libas, 64; Müslim, Taharet, 54)
gibi hadislerde de görüldüğü gibi, Efendimiz (s.a.s) sakal, bıyık ve giyim tarzı gibi hususlarda müşriklere benzememeye özen göstermiştir. Günümüzde bunların çoğunun bıyıklarını kestiğini düşündüğümüzde ve bir de erkeği kadından ayıran bir özelliğin de bıyık olduğunu nazara aldığımızda herhalde bıyık bırakmak, bu konuda vârid olan hadislerin ruhuna daha uygun olacaktır.
Ayrıca, herhangi bir sebepten dolayı sakal bırakamayan insanların, bu durumuna suizanla bakılmamalı, sünnet olan bir hususu yapmadığından/yapamadığından dolayı Müslüman kardeş hakkında yanlış düşünerek, haram olan suizanna girilmemeli. Sakal bırakamayanlar da, başkalarına benzememe esprisini göz önünde bulundurarak en azında bıyık bırakmalı ve bıyığının şeklini de hadislerde geçtiği üzere dudakların üzerine gelmeyecek şekilde ayarlamalıdır.