Değerli kardeşimiz,
Elinizdeki parayı –ifade ettiğiniz şekliyle– komisyon karşılığında kullandırmanız meşru bir ticari yatırım değildir. Zira belli bir miktar parayı, belli bir süreliğine ticaret vb. yapan birine borç olarak verip daha sonra hem anaparayı hem de parayı belli bir süre kullandırmaya karşılık belirlenmiş bir miktarda/oranda ek para almak bir faiz işlemidir ve alınan fazlalık da faizdir.
Şöyle örnekleyecek olursak, 100.000 TL’lik bir sermayeniz var ve bunu değerlendirmek istiyorsunuz. Kendiniz ticaret ile uğraşmak veya ticaret yapan birine/bir kuruma ortak olmak yerine bu miktar parayı ticaret yapan birine/bir kuruma borç olarak veriyorsunuz. Anlaşma gereği, ana paranız olan 100.000 TL’yi geri almakla beraber parayı kullandırma süresini dikkate alarak, diyelim ki 2 aylık bir süre için 10.000 TL, fazladan para alacaksınız. Bu bir faiz işlemidir ve açık bir şekilde yasaklanmıştır. Komisyon, paranın kiraya verilmesi, paranın kullandırılmasının karşılığı, paranın zaman değeri vb. hangi isim altında olursa olsun fark etmez, bu hükmü değiştirmez. (Detaylarına aşağıdaki linklerden bakabilirsiniz).
Malum olduğu üzere dinimiz faizi haram kılmıştır. Paranın değerlendirilmesi adına yapılabilecek faiz dışında pek çok alternatif vardır. İyi bir fizibilite sonunda yapılacak yatırım, ticaret, iyi durumdaki bir şirkete ortaklığa girme vb. gibi.
Örneğin, paranın değerlendirilmesi adına çeşitli alternatif yatırım araçlarının yanısıra önerilebilecek yöntemlerden birisi emek-sermaye ortaklığıdır. Buna fıkıh literatüründe mudarebe denir. Bir taraf (sermayedar) sermayesi ile diğer taraf (işletmeci) emeği ile işin içine dahil olur. Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadislerinde şöyle dediği rivayet olunmuştur:
ثَلاَثٌ فِيهِنَّ الْبَرَكَةُ الْبَيْعُ إِلَى أَجَلٍ وَالْمُقَارَضَةُ وَأَخْلاَطُ الْبُرِّ بِالشَّعِيرِ لِلْبَيْتِ لا للبيع
“Üç şeyde bereket vardır: Vadeli satış, mukâraza ve satmak için değil de evde yemek için buğdayla arpayı karıştırmak.” (İbn Mâce, Ticarât 65).
Hadiste geçen “mukaraza”ya çoğunlukla mudarebe manası verilmiştir. Mudarebe, faize bir alternatif olarak, bugün meşru olan hemen her alanda kullanılmaya müsait bir ortaklık şeklidir ve dinimizce teşvik edilmiştir.
Sermaye sahibi, sermayesini işletebilecek becerikli, dürüst, ticaret erbabı biri ile veya katılım bankaları başta olmak üzere ticaret, sanayi ve hizmet sektörlerinin finansmanında değerlendirmek üzere çalışan bir kuruma ortak olur. Bu ortaklık gereği sermayenin işletilmesi karşılığında elde edilecek kâr, belirlenmiş bir yüzdelik oran üzerinden paylaşılmak suretiyle her iki taraf gelir elde eder.
Zarar durumunda da emek sahibi (işletmeci) –açık bir kusuru olmadığı ve sözleşme şartlarına riayet ettiği sürece– emeğinden kayıp yaşarken, sermaye sahibi de sermayesinden kayıp yaşar. Bu noktada dikkat edilmesi gereken şey, taraflardan herhangi birinin garantilenmiş bir miktarda/rakamda kâr almayı şart koşmaması; her iki tarafın da –anapara mahfuz– ne kadar kâr elde edilmişse bu kâra sözleşmede belirlenmiş yüzdelik oran ölçüsünde hak kazanmasıdır. Bu da demektir ki bu şekilde hem kâr hem de zarara her iki taraf da katlanmış olur.
Yukarıdaki şekilde olduğu üzere risksiz ve karşılıksız bir kazanç yerine her iki tarafın da piyasaya dahil olduğu, kar ve zarar riskine katlandığı bir sözleşmeye dayalı ortaklık yapılmış olur. Aksi halde, sermaye sahiplerinin hiçbir riske katlanmaksızın sermaye ile beraber belli bir oranda kârı garantiledikleri sözleşmeler caiz değildir. Faiz dediğimiz şey de budur ve çok büyük ihtimalle iki taraftan birinin haksızlığa uğramasını netice verir.
Diğer bir seçenek ise parayı karşılıksız borç vermektir ki buna karz-ı hasen denir. Bu işlemde sermaye sahibi uhrevi beklenti dışında maddi bir kazanç beklentisinde değildir. Piyasanın çok dalgalı olduğu durumlarda borç, değer kaybı minimum seviyede olan şeyler üzerinden hesaplanırsa (altın, döviz, enflasyon durumu gibi) ileride enflasyonun büyük oranda yükselmesiyle paranın değer kaybetmesi engellenmiş, alacaklının zarara uğramaması sağlanmış ve muhtemel anlaşmazlıkların da önü alınmış olur.
Selametle kalın.
Detaylı bilgi için: