Genel manada komisyonculuk yapılırken, meseleye İslam’ın menfi baktığını her zaman hatırda tutarak, şu hususlara dikkat edilmesi gerekir:
- Ticari ahlaksızlıklara sebebiyet vermemek,
- Üretici ve tüketiciyi aldatmamak,
- Piyasanın aşırı yükselmesine imkân vermemek,
- Stokçuluk yapmamak.
Bu şartlara riayet edilerek komisyonculuk yapılabilir. Genelde bu şartlara riayet edilmediği/edilemediği için İslam meseleye menfi bakar. Fakat zamanın şartları içerisinde işleyen bir sistem olarak ele alıp bazı taraflarını yontmaya, tadil etmeye bakmak gerekiyor.
Son madde hariç (çünkü kiralanacak ev ve işyerlerini stoklamak diye bir şey olmaz) diğer maddeler, emlâk komisyonculuğu (emlâkçılık) için de geçerlidir.
Yani,
- Ticari herhangi bir gayri meşru işleme girmemek
- Kiraya vereni de (satanı da) kiralayanı da (alanı da) aldatmamak
- Fiyatları yüksek tutarak aşırı pahalılığa sebebiyet vermemek. Bugün özellikle bu yapılıyor. Mesela, ev sahibi geliyor evini aylık 5000 TL’ye kiralamak istiyor. Emlakçı diyor ki, bu fiyata bu ev ucuz gider, bunu 6000 TL’ye yapalım. Ve evi 6000 TL’ye kiraya veriyor. Bu şekilde piyasa yükseliyor. Bugün pahalılığın artmasında ev kiralarının yüksek oluşunun payını da hesap edersek meselenin hassasiyeti daha iyi anlaşılmaktadır. Hâsılı, makul bir fiyat tesbit edip her üç tarafı da (emlakçı, ev sahibi ve kiracı) düşünerek karar vermek gerekir.
“Emlâk alım ve satımında dürüst, tarafsız ve insaflı olarak aracılık eden, satmak isteyene müşteri, almak isteyene emlâk vb. bulan şahsın, bu hizmetinden dolayı taraflardan bir ücret almasında sakınca yoktur. Bu ücret için bir raiç (standart veya yaygın bir ücret) varsa buna uyulabilir. Yoksa pazarlık yapılır ve anlaşmaya göre hareket edilir.”
Biz buna bir şey ekliyoruz: Piyasayı yükseltmemeye özellikle ehemmiyet verilmeli.
İlave bilgi için bakınız: