İçindekiler
Her dinde yenilip-yenilmemesi gereken hayvanlar ile ilgili hükümler vardır. Bunlardan bazıları aşırılığa kaçarken bazıları da yasakların sınırlarını çok daha dar tutmuşlardır.
İslâm dininde, eti yenilen hayvanlar hususunda genel prensipler konulmuş, haram kılınanlar zikredilerek bunun dışındakilerin temiz olmak şartıyla helâl olduğu bildirilmiştir.
Kur’ân’da yenmesi helâl olan etlerin ayrı ayrı belirtilmesi yönüne gidilmemiş, Allah’ın nimetlerini hatırlatmak ve Müslüman’a yaraşan şeylerin yenmesi gerektiğini vurgulamak üzere “iyi ve temiz şeylerin helâl kılındığı” (Bakara, 2/172; A’raf, 7/32) ifade edilmiştir. Koyun, deve, sığır gibi (behimetü’l-enam) en çok yenilen hayvanlara da işaret edilmiştir. (Maide, 5/1)
Allah insana, istifadesine sunduğu hayvanlardan nasıl yararlanması gerektiğini de öğretmiş ve “temiz” olanların etinden yemeyi helâl kılmıştır. Ancak, yüce Allah’ın Kur’ân-ı Kerîm’de bildirdiğinin dışında Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de Allah’ın kendisine bildirmesiyle bazı hayvanların etinin yenilemeyeceğini Müslümanlara öğretmiştir.
Kur’ân’ı Kerim’de bildirildiği üzere, yeryüzünde ne varsa insan için yaratılmıştır. (Bakara, 2/29) Göklerde ve yerde bulunan her varlık ve imkân, Allah’ın bir lutfu olarak insanın emrine verilmiştir. (Casiye, 45/13) Bununla birlikte iyi ve temiz şeylerin helâl olduğu bildirilmiş “Bugün size temiz ve iyi şeyler helâl kılındı.” (Maide, 5/5) pis şeyler ise haram kılınmıştır; “…O Peygamber kendilerine meşrû şeyleri emreder, kötülükleri yasaklar, kendilerine güzel ve hoş şeyleri mübah, murdar şeyleri ise haram kılar..” (A’râf, 7/157)
Allah’ın insana bahşettiği sayısız nimetlerden biri de hayvanlardır. İnsanlık, tarih boyu hayvanları binek ve taşıma aracı olarak kullanmış; etinden, sütünden, derisinden vs. yararlanmışlardır.
Kur’ân, bir taraftan temiz ve helâl olanlardan istifade edilebileceğini bildirmiş, diğer taraftan da haram olanları zikrederek bunların dışındakilerin helâl olduğunu ifade etmiştir. Bu izahtan sonra eti helâl olan hayvanları genel olarak zikretmek istiyoruz;
a. Kara hayvanları
Etlerinin yenmesinin helâl olduğunda görüş birliği olan hayvanlar:
- Koyun, keçi, sığır, manda, deve, tavşan, tavuk, horoz, hindi, kaz, ördek türünden evcil hayvanlar.
- Geyik, ceylan, dağ keçisi, yabanî sığır ve zebra gibi yabanî hayvanlar.
- Güvercin, serçe, bıldırcın, sığırcık, balıkçıl gibi kuşlar.
- Tırnak ve pençeleri ile avını parçalamayan, leş ve necâsetle beslenmeyen bütün yabanî kuş çeşitleri.
- Çekirge, sünnette yenilebileceğine dair özel hüküm bulunması sebebiyle helâl hayvanlar grubunda yer almıştır.(Buharî, zebaih, 13; Müslim, zebaih, 52)
- At eti, dört mezhepte genel kabul edilen görüşe göre helâldir. Ebu Hanife’ye göre ise tenzihen mekruhtur.
b. Su hayvanları
Suda yaşayanlardan balık sınıfına giren denizdeki bütün canlıların eti yenir. Kur’ân’da deniz avının ve denizden elde edilen yiyeceğin helâl olduğu bildirilmiştir. (Maide, 5/96; Fâtır, 35/12) Peygamber Efendimiz, deniz hakkında sorulan bir soruya şöyle cevap vermiştir: “Onun suyu temiz, içinde ölen de temizdir”(Ebu Davut, taharet, 41; Tirmizî, taharet, 52) Bu âyet ve hadisle birlikte hakkında özel bir hüküm bulunmayan konularda mübahlığın esas alınması prensibi, suda yaşayan hayvanlarla ilgili hükmün temelini teşkil eder.
Su hayvanları iki grupta ele alınabilir:
1- Balık türleri:
Balığın her çeşidi helâldir. Bunlarda akıcı kan olmadığı için boğazlama işlemi gerekmez. Hanefilerin yaklaşımına göre, kendiliğinden ölmüş ve suyun üzerine çıkmış balıkların yenilmesi caiz değildir.
2- Balık cinsi dışında kalan deniz canlıları:
Midye, kurbağa, yengeç gibi su hayvanlarını yemek Hanefî mezhebine göre helâl değildir.
c. Hem karada hem suda yaşayan hayvanlar
Hem karada hem suda yaşayan kurbağa, kaplumbağa, yengeç, yılan, timsah gibi hayvanları yemek helal değildir.
Hayvanların yumurtası ve sütü genellikle etlerinin hükmüne bağlanmıştır. Eti yenen hayvanların süt ve yumurtaları da helâldir. Etinin yenmesi caiz olmayan hayvanların yumurtası ve sütü de caiz değildir.
Kesimin Besmele Çekilerek Yapılması
Cenâb-ı Allah, “Eğer Allah’ın ayetlerine inanıyorsanız; üzerine Allah’ın ismi anılanlardan yiyin.” (el-En’âm, 6/118); aynı sûrenin 121. ayetinde de, “Allah adına kesilmeyen hayvanın etini yemeyin! Bu, Allah yolundan çıkmaktır, isyandır.” buyurmaktadır.
Âyetlerdeki ifade oldukça açıktır. Etin yenebilmesi için hayvanın etinin yenilen cinsten olması, kesim işinin İslâm’a uygun olarak yapılması ve hayvanın da Müslüman bir kimse tarafından kesilmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte genel görüşe göre ehl-i kitaptan olan (Yahudi ve Hıristiyan) bir kimsenin kestiği de yenebilir. Fakat dini yaşamada “şüpheli şeylerden kaçınma” bir esas olduğundan mümkün mertebe ihtiyatlı olmayı tercih etmek gerekir. Aynı durum besmele ile kesilip kesilmediği belli olmayan etlerde de söz konusudur.
Hanefî mezhebine göre besmeleyi unutarak terk etmek zarar vermez, fakat kesen kimse kasden terk etmiş ise o hayvanın eti helâl olmaz. Şafi mezhebine göre besmele şart değil, müstehabdır, ister kasden, ister sehven terk edilsin besmele çekilerek yenilebilir.
Dinin yenmesine izin verdiği hayvanların etleri, dinî usule uygun olarak kesilirlerse, dînen helâldir, yenebilir. Koyun, keçi, sığır, manda, deve, geyik, tavuk, hindi, kaz, ördek, devekuşu, bıldırcın, güvercin, keklik ve başka hayvanların etleriyle beslenmediğini bildiğimiz diğer kuş ve hayvanlar, bu kısma girer.
*Bir Müslümanın Yol Haritası, s. 605-608.