Bazı ilim mahfillerinde Felak ve Nâs sûrelerinin namazda okunamayacağına dair yanlış bir kanaatin olduğu söylenmektedir. Böyle bir kanaatin uyanmasına, İbn Mesud’un Peygamberimiz’in sağlığında tertip ettiği Kur’ân’da bulunan sûrelerin arasında, bu iki sûrenin olmadığıyla alâkalı rivayet sebep olmuştur. Oysa İbn Mesud’dan bize ulaşan bu haber, mütevatir bir habere muhalefetinden dolayı şâz sayılır. Zaten İbn Hacer gibi pek çok hadis uzmanı, Efendimiz’in bu iki sûreyi namazda okuduğuna dair gerek Müslim’in el-Câmiu’sSahîh’inde gerekse Saîd b. Mansûr’un Sünen’inde pek çok sahih rivayetin bulunduğunu kaydetmişlerdir.
İbn Mesud’dan rivayet edilen mezkûr görüş incelenirken dikkat edilmesi gereken birkaç husus vardır: Öncelikle İbn Mesud, bu iki sûrenin Kur’ân’dan olduğuna değil, mushafta bulunmasına karşıdır. Zira İbn Mesud, Peygamberimiz’in Mushaf-ı Şerif’e bizzat izin verdiği şeylerden başkasının konulmaması hususunda ısrarcıydı. Bâkillânî’nin yorumuyla ifade edecek olursak, bu hususta Efendimiz’in verdiği izin ona ulaşmamış olabilir.
İlgili rivayete başka bir zâviyeden bakıldığında, Resûlullah’ın bu sûreleri namazda okuduğu sıralarda İbn Mesud Hazretlerinin hazır bulunamamış olduğu da söylenebilir. Ayrıca Merhum Elmalılı’nın da belirttiği üzere İbn Mesud’dan böyle bir rivayetin bulunması, bu iki sûrenin nüzûlünün son zamanlarda olmasından, yahut Mekke döneminde hadis-i kudsî kabîlinden iken Kur’ân olmak üzere tespitine dair vahiy sonradan vârid olması hasebiyle İbn Mesud’un ona vâkıf olmamış bulunmasından kaynaklanmıştır.
Ayrıca, bu konuda İbn Mesud’un o kanaatinden dönmüş olabileceği mülâhazası da her zaman söz konusu olabilir. Hatta o zat, bu meselenin temel esprisini kavrayamamış da olabilir. Yani Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) sihir yapıldığında ve ayrıca yatarken onları okuduğunu bilen İbn Mesud, bu iki sûreyi Nebiler Serveri’nin kendi dualarından sanmış olabileceği de düşünülebilir.
Bütün bunlardan sonra diyebiliriz ki Felak ve Nâs sûrelerinin namazda okunmayacağına dair bir rivayetin varlığından söz etmek mümkün değildir. Hatta bu meseleye tersten bakılınca şöyle de diyebiliriz: Hadisler bütünüyle incelendiğinde, Efendimiz’in Kur’ân’ın her yerini okuduğunun herkes tarafından duyulduğuna dair bir haberle karşılaşmak mümkün olmadığı gibi, Peygamberimiz’in namazda bütün Kur’ân’ı herkesin bileceği şekilde okuduğu da söylenemez. Aslında böyle olması da çok tabiîdir. Bu konuda her bir sahabi kendi duyduğu şeyleri nakletmiştir. Meselâ Efendimiz’in Secde ve Mülk sûrelerini okuduğuna dair rivayetleri bulunan sahabiler vardır. İbn Mesud, Efendimiz’in Bakara, Âl-i İmrân ve Nisâ sûrelerini okuduğunu söylemektedir. Ümmü Seleme Validemiz de Efendimiz’in Tûr sûresini okuduğunu haber vermiştir. Bütün bu haberlerden yola çıkılacak olursa, Kur’ân’ın diğer yerlerinin namazlarda okunamayacağı şeklinde bir fikir çıkarmanın doğru olmayacağı açıktır.
Kaynak: Fikir Atlası, Felak ve Nâs Sûreleri