Soru Detayı: Araba gibi ortamı terk edemeyeceğim durumlarda gıybet edildiği zaman, ikaz ettiğimde karşı tarafın kin duymasına sebeb olacaksa ne yapılabilir, bu durumda büyüklerimiz ne yapmıştır?
Bu tür durumlarda yine de şartları zorlayıp insanlara emri bil maruf çerçevesinde gıybetin haram olduğunu anlatmak icap eder. Ortamdaki insanların tepkisini çekmeyecek şekilde kendilerinin gıybeti yapılsa bunu nasıl karşılayacakları gibi sorularla meseleyi vicdanlarına havale etmek de bir yol olarak düşünülebilir.
Terk edemeyeceğiniz, tavsiyede bulunamayacağınız bir ortamsa, en azından o işlenen günaha karşı kalbinizle buğz eder ve o günaha ortak olmazsınız. Gıybeti isteyerek, kabul ederek dinleyen de gıybet etmiş sayılır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri 22. Mektupta şöyle diyor: “Eğer gıybet etti veyahut isteyerek dinledi; o vakit ‘Allah’ım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zâtı mağfiret et’ diye dua etmeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, ‘Beni helâl et. ‘ demeli.”
Siz en azından istemeden dinlemeye, hatta mümkünse kulaklarınızı kapatmaya çalışırsınız..