Ey rahmeti bol Padişah,
Cürmüm ile geldim Sana,
Ben eyledim hadsiz günah,
Cürmüm ile geldim Sana.
…
Senden utanmayıp hemân.
Ettim hata gizli ayân,
Vurma yüzüme el-emân,
Cürmüm ile geldim Sana.
…
Adın senin Gaffâr iken,
Ayb örtücü Settâr iken,
Kime gidem Sen var iken,
Cürmüm ile geldim Sana.
Hiç Sana kulluk etmedim,
Râh-ı rızana gitmedim,
Hem buyruğunu tutmadım,
Cürmüm ile geldim Sana.
Bin kerre bin ol Pâdişâh,
Etsem dahî böyle günah,
Lâ taknetû yeter penâh,
Cürmüm ile geldim Sana.
Bu manzum istiğfar, 1769-1849 yılları arasında yaşamış olan mutasavvıf şair Kuddûsî Ahmed Efendi’ye aittir. Şiirde geçen birkaç kelimenin sözlükteki karşılıkları kısaca şöyledir. Cürm-Cürüm: Hata, suç, günah. Ayan: Açık, açıkça, âşikâre. Râh: Yol. Lâ taknetû: (Allah’ın rahmetinden) ümidinizi kesmeyiniz. Burada, “De ki: “Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, Gafûr ve Rahîm’dir” mealindeki Zümer Sûresi’nin elli üçüncü ayetine telmih (îma ve gönderme) vardır. Penâh: Sığınak