İçindekiler
Karıncaların kendi aralarında kullandığı iletişim ağı ve kullandıkları dile dair günümüzde çeşitli bilimsel araştırmalar yapılıyor. Yapılan bu ilmi çalışmalar, karıncaların kendi aralarında bir iletişimi olduğunu ortaya koymakla birlikte henüz bu dil çözülebilmiş değil. Onların dili çözülmese de hal dilleriyle ifade ettikleri çok şey var. Disiplinli çalışmaları, üstün organize kabiliyetleri, ince iş paylaşımı, herkesin vazifesini aksatmadan yapması ve cumhuriyetçi yapıları onların harika bir medeniyet kurmalarında önemli rol aldığı görülüyor.
Disiplinli çalışmalarının, üstün organize kabiliyetlerinin, ince iş paylaşımının, her bir ferdin vazifesini aksatmadan yapmasının ve cumhuriyetçi yapılarının harika bir medeniyet kurmalarında önemli bir rol alması gözde kaçmıyor. Hacimleri küçük, yaptıkları işler büyük olan bu mahlukattan istifade edebileceğimiz çok farklı yönleri var.
Kur’an-ı Kerim’in bize açtığı pencereden, bunların birkaçına göz atalım.
**
Hz. Süleyman ordusuyla bir karınca vadisine uğrar. Orada küçücük bir karıncanın sesini işitir.
Karınca “Ey Karınca topluluğu! Yuvalarınıza girin. Sakın Süleyman ve ordusu sizi farkına varmadan ezmesinler.” der. (Neml suresi 18.)
Hz. Süleyman karıncanın bu sözleri karşısında hayranlığını gizleyemeyerek tebessüm eder. Burada Hz. Süleyman’ı tebessüme sevkeden, kriz yönetimi adına bizlere sunulan mesajlar üzerinde kısaca duracağız.
1- Mesuliyet Şuuru
Karıncanın dikkat çeken en önemli özelliği mesuliyet şuuruyla hareket ederek diğerlerini gelebilecek tehlikelerden koruma hissidir. Bir lider için olmazsa olmaz vasıflardan birisi tebaasını kendisinden öte bir hassasiyetle koruması, gelebilecek tehlikelere karşı elinden gelen herseyi yapmasıdır. Bazı işler vardır ki bir anlık bir ihmal büyük zararlara sebebiyet verir. Pamuk ambarında sorumsuzca içilen bir sigara bütün pamuklar heba eder. Dolayısıyla ister idareci konumundakiler isterse tebanın kendilerine emanet edilen vazifelerde ciddi bir mesuliyet şuuruyla hareket ederekgelebilecek tehlikelere karşı tetikte olmaları çok önem arz eder. Aksi takdirde bir anlık bir gaflet bütün kazanımları alıp götürebilir. Çünkü mesuliyet duygusu taşıyan bir kimse her an tetikte olmak zorundadır. Etrafta dönen dolapların farkına varıp hızlı bir şekilde strateji geliştirmeli ve vakit kaybetmeden uygulayabilmelidir. Aslında bu da herkesin vazifesini bildiği iyi bir organizasyonun oluşturulmasını gerekli kılar.
2- İleri görüşlülük
Karıncanın daha Hz. Süleyman’ın ordusunu görür görmez yaşanacakları önceden sezmesi bir karıncaya göre hayretle karşılanacak bir şeydir. Lider konumunda olan kişilerin en önemli vasıflarından birisi de ileri görüşlülükleridir. Burada karıncanın kocaman bir ordunun kendi üzerlerine gelirken hemen yaşanacakların farkına varıp, hızlı bir şekilde karar verip harekete geçmesi takdire şayandır.
Kriz yönetiminde önemli olan krizden kaçmak ya da krizi çözmek değil, krizi ortaya çıkmadan önlemektir. Burada harikulade bir öngörü ve olaya hiç vakit kaybetmeden en kötü senaryoya göre bir plan çıkarıldığı dikkat çekmektedir.
3- Kararlılık ve Ciddiyet
Krizler acil müdahele gerektirir. Dolayısıyla çok hızlı karar verip hemen uygulama aşamasına geçmek çok önem arz eder. Karıncanın hızlı karar vermesi, basit çözüm üreterek herkesi yönlendirmesi dikkat çekmektedir. Böyle büyük bir krizin ortaya çıktığı hengamede karıncanın söz ve tavırlarındaki ciddiyet ve kararlılık, kısa ve öz ifadelerle maksadını beyan, herkesin anlayacağı bir üslupla doğrudan mesajını vermesi, teb’a içerisinde tereddüde sevkedecek hiç bir ifade kullanmaması gerçekten insanı hayran bırakmaktadır. Ayrıca ifadelerinde kullanılan üslup da Arap dili açısından harikadır. Arap dilindeki farklı birçok üslubu bir cümle içerisine sığdırmıştır. İbn-i Kayyim karıncanın bu hitabında 10 çeşit farklı edebi üslubun kullanıldığını söyler. [1]İbn Kayyim. Mifahı Daru’s-Saade, 1/243
4- Şuurlu Motivasyon
Burada her ne kadar kısa ve öz bir emir üslubu kullanılmış olsa da tebaanın meseleyi anlamalarını sağlacak bir açıklama ihmal edilmemiştir. Bu şekilde herkesin tehlikenin farkında olarak hareket etmesi sağlanmıştır. Tehlikeyi net bir şekilde beyan ederken gerekçesini de açıklamış ve böylece muhataplarını şuurlu bir şekilde motive etmiştir. Aksi takdirde anlaşılmayan bir tehlikenin zihinlerde bir karmaşaya yol açarak kaosa sebep olması ihtimali de vardır. Dolayısıyla genel maksadın izah edildiği, gerekçelerin açıklandığı, açıklık, dürüstlük ve yararlılık prensipleriyle hareket edilen işlerde daha şuurlu hareket edileceği ve başarıya ulaşılacağı aşikardır.
**
Günümüzde uzmanlar tarafından kötü kriz yönetiminin bazı temel sebepleri tespit edilmiştir. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- İlk başlangıçta açıklık, dürüstlük ve yararlılıktaki eksiklik
- En kötü olaya hazırlanmadaki başarısızlık
- Örgüte değer verme, insani ilişkiler ve dürüst iletişimdeki başarısızlık
- Örgütün kısa vadedeki ihtiyaçlarından önce uzun vadedeki hedeflerinin yerine koymayı reddetmek.[2]Saffir, L. & Tarrant, J. (1993). Power public relations.
Bu maddeler çerçevesinde meseleyi ele aldığımızda karıncanın kriz yönetiminde ne kadar başarılı olduğunu tekrar görmüş oluruz. Nitekim karınca açık ve dürüstlükle hareket ediyor. Yaptığı şeyin herkesin faydasına olduğunu vurguluyor. En kötü senaryo olan Hz. Süleyman’ın ordusu tarafından ezilme tehlikesini dile getiriyor. Muhataplarına hitabından onlara değer verdiğini hissettiriyor. Her ne kadar dışarıda bulunmaları rızıklarını toplamaları ve yaşamalarını devam ettirmeleri açısından önemli olsa da kriz zamanı acil olarak yuvalarına girmeleri gerektiğini ifade ediyor. Dolayısıyla bu kriterler çerçevesinde karıncanın başarılı bir kriz yönetimi ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.
Ayrıca Hz. Süleyman ve ordusu başta olmak üzere bütün insanlara da bir mesaj vardır: Bizler insanlar olarak yaşamımızı devam ettirirken hayvanlar başta olmak üzere tabiata farkında olarak ya da olmayarak zarar veriyoruz. Onların da bizim gibi can taşıdığı ve kendilerine ait bir hayatları olduğu asla hatırdan çıkarılmamalıdır. Karınca bizleri uyararak başta küçük canlılar olmak üzere bütün tabiatı korumamız gerektiğini bizlere ifade etmiş, onların yaşam alanlarına girerken dikkatli olmamız gerektiğini ifade etmiştir.
Sonuç itibariyle görüldüğü üzere Kur’an-ı Kerim’in bize açtığı farklı binlerce pencereden birinden bakıldığında karınca gibi küçük bir canlıdan mesuliyet şuuru, ileri görüşlülük, kararlılık ve ciddiyet, ikna vb. gibi alınabilecek nice dersler olduğu görülür. Hz. Süleyman gibi mahlukatın dilini bilen bir peygamberin karıncadan aldığı ders karşısında hayranlığının yüz ifadelerine yansıması, ordusu bütün ihtişamıyla giderken karşılaştığı küçücük karıncadan ordu kumandanlığı ve kriz yönetimi adına aldığı derslerin onu hayran bırakması da kayda değer. Demek ki Hz. Süleymanmisali olabilmek için bir bir karıncanın fısıltılarına dahi kulak vermek gerekir. Zira ufak bir mercek tutulduğunda her bir varlıkta nice hikmetler ve derslerin var olduğu görülecektir.
Dipnotlar