Öncelikle genel manada Kur’ân’ın sesli veya sessiz okunmasıyla ilgili bilgi verelim. Kur’ân’ın sesli veya sessiz okunabileceğine dair rivayetler vardır. Abdullah b. Ebî Kays, Hz. Âişe Validemize Allah Resûlü’nün Kur’ân’ı sesli mi yoksa sessiz mi okuduğunu sormuş, Hz. Âişe de (radıyallahu anhâ) : “Her iki şekilde de okurdu, bazen gizli, bazen sesli.” şeklinde cevap vermiştir. Soru soran sahabi bu cevap üzerine: “Bu işte genişlik yaratan Allah’a hamdolsun.” demiştir. (Tirmizî, salât 330.)
Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de: “Namazında sesini pek yükseltme, ama iyice de kısma, ikisinin arası bir yol tut.” (İsra Sûresi, 17/110.) buyurarak Kur’ân tilavetinde orta yolu tutmamızı istemiştir. Peygamber Efendimiz de (sallallahu aleyhi ve sellem) mescitte i’tikâfa girdiği esnada cemaatin sesli olarak Kur’ân okuduklarını işittiğinde perdeyi aralayıp onlara şöyle demiştir:
أَلَا إِنَّ كُلَّكُمْ مُنَاجٍ رَبَّهُ فَلَا يُؤْذِيَنَّ بَعْضُكُمْ بَعْضًا وَلَا يَرْفَعْ بَعْضُكُمْ عَلٰى بَعْضٍ فِي الْقِرَاءَةِ “Bilin ki herkes Rabbine hususi şekilde münacatta bulunuyor, birbirinizi (seslerinizle) rahatsız etmeyin. Biriniz okurken diğerinin kıraatini bastırmasın.” (Ebû Dâvud, salât 315.)
Buna göre Kur’ân okuyan kişi öncelikle sesini aşırı yükseltmek suretiyle başkalarına rahatsızlık vermemeye dikkat etmelidir.
Diğer yandan İmam Gazzâlî, Kur’ân’ı Kerîm’i sesli veya sessiz okumanın faziletine dair hadisleri naklettikten sonra bunları şu şekilde te’lif etmiştir:
“Kur’ân’ı sessiz okumak riya ve gösterişten daha uzaktır. Dolayısıyla riya korkusu olan bir kimsenin tilavetini sessiz yapması daha faziletlidir. Böyle bir korku olmazsa ve namaz kılan bir kimseyi şaşırtma da söz konusu değilse, kıraatin sesli yapılması daha faziletlidir çünkü sesli okuyan kimse daha fazla külfete girer ve okuduğu Kur’ân’dan kendisi istifade ettiği gibi başkalarını da istifade ettirir. Aynı zamanda sesli okumak kalbi uyandırır; kârinin (Kur’ân okuyan kimsenin) kulağını başka şeyleri dinlemekten men ettiği için onun Kur’ân’ı tefekkür üzerine yoğunlaşmasını temin eder ve uykuyu kaçırır. Sesli okuyuş, kişinin kıraate aşk u şevkini arttırdığı gibi tembelliği de azaltır. Bir de sesli Kur’ân okuyan bir kimseyi, tembel veya gafil bir adam görerek gayrete gelebilir veya uykuda olan bir kimse uyanarak geceyi ihya edebilir.” (Gazzâlî, İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn, 3/317; Bediüzzaman, Şualar, 13. Şua, s. 386.)
Böylece açıktan Kur’ân okuyan kimse, çevresindekilere güzel bir misal teşkil etmiş olur.
Bu yazdıklarımız hem erkekler hem de yanında yabancı erkek bulunmayan kadınlar için geçerlidir. Ancak bir kadın, sesini yabancı erkeklerin duyması söz konusu olduğu bir durumda, Kur’ân’ı sessiz okumalıdır. Her ne kadar kadının sesinin avret olup olmaması mevzuu, fukaha arasında ihtilaflı bir konu olsa da kadınların bu hususta ihtiyatlı hareket etmeleri daha uygun bir davranıştır.
Kaynak: Kadın ve Aile İlmihali