Müslümanın gıybetini yapmak haramdır. Bu kesindir. Ancak, Müslüman olmayana gelince durum ikiye ayrılır:
- Harp hâlinde olduğumuz gayr-i müslim.
- Sulh hâlinde olduğumuz gayr-i müslim. (Şu andaki Hıristiyan ve Yahûdiler gibi.)
Harp hâlinde iken kâfirlerin gıybetini yapmak haram değildir. Onların kötülenmesi, harbin lehimize gelişmesi için gereklidir. Bunda günah söz konusu olmaz. Ancak, sulh hâlinde olduğumuz bugünkü gayr-i müslimlerin durumu aynı değildir. Onların gıybetini yapmak (şahısları ile sıfatlarını ayırmak suretiyle) ancak câiz olur.
Yâni, Allah’ın yarattığı mükemmel bir varlık olarak değil de, bu mükemmel varlığa ilâve ettikleri küfürlerinin gıybetini yapmak, küfürden ürkmeyi netice verecek mânada gıybetlerini yapmak câizdir.
Demek ki şahısların değil, sıfatlarının gıybetini yapmak câiz olur. Maksat, şahıslarının gıybeti olmayıp, inançlarındaki yanlışlıklarının kötülüğünü anlatmak olduğundan mahzur bulunmadığını, Gazalî’nin fetvalarından öğrenmekteyiz.
Müslümanların içinde bulunan azınlıklara gelince: Bunların bütün durumları Müslümanlar gibi İslâm’ın teminatı altındadır. Yüce İslâm’ın adâleti, himayesine aldığı bu zımmîlerin gıybetini câiz görmez. Verdiği teminatın zedelenmesine müsaade etmez. (Kaynak: Ahmet Şahin)