Efendimiz (sav)’de çok sık baş ağrısı olur; hemen her ağrı esnâsında başını sımsıkı sarar ve halkın içine öyle çıkarlardı.[1]Buhârî, cuma 29, menâkibü’l-ensâr 11; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr 11/263; el-Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ 6/371. Bazen, kan aldırdıkları da olurdu.[2]Buhârî, cezâaü’s-sayd 11, tıb 15; Müslim, hac 87. O devrin kan aldırma tekniği şöyleydi:
Kan alınacak yer önce tıraş edilir, sonra yarılır ve boynuza benzer bir aletle kılcallardan kan nefesle çekilirdi. Efendimiz (sav)’in bu davranışından kan aldırmanın sünnet olduğu hükmü çıkar mı, çıkmaz mı onun üzerinde ayrıca durulabilir. Fakat şurası bir gerçek ki Allah Rasûlü (sav), daha çok başı ağrıdığı zaman tedavi maksadıyla kan aldırırlardı.[3]Buhârî, tıb 15; Müslim, menâsik 35; Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned 3/267. Tabii, her zaman başka gayeler için kan aldırması da söz konusu olabilir. Bizim de başımız çok ağrıdığında tedavi için veya daha başka maksatlar için kan aldırabiliriz. Kan aldırırken, Efendimiz (sav) dönemindeki tekniği uygulayacağız diye bir şart da söz konusu değildir. Bugün tıb ilminde geçerli teknik ve usûllerden yararlanmak daha uygun olabilir.
İnsan, vücûdunun ihtiyacı olmayan kanı bir başkasına kendi irade ve ihtiyarıyla verebilir, fakat kat’iyen satamaz. Sadece kanın değil, diğer uzuvların da satılması kesinlikle haramdır. (Kaynak: Fasıldan Fasıla-2, “Hacamat (kan aldırmak)”)
Dipnotlar