Eğer bu şüphe ömründe ilk kez söz konusu olmuşsa, o namazı yeniden kılması gerekir. Fakat vesvese hâlini almış ve birkaç defa olmuşsa araştırır ve kanaatine göre hüküm verir. Namazı yeniden kılması gerekmez ve bu konuda kalbinin sesine kulak verir.
Mesela, sabah namazını kıldığı esnada bir rekât mı yoksa iki rekât mı kıldım, diye şüphelenen bir kimse bir rekât kılmış olduğuna kanaat getirirse, ihtiyaten ilave olarak bir rekât daha kılar. Tereddüdünden dolayı da sehiv secdelerini yapar.
Ancak iki rekât kılmış olduğuna kanaat getirirse o zaman oturur. Teşehhüdden ve selamdan sonra sehiv secdelerini yapar.
Ne bir ne iki, hiç birine kanaat getiremiyorsa o takdirde az olanı esas alır ve bir rekât daha kılar. Ancak bu takdirde şüphelendiği rekâtın sonunda oturduktan sonra kalkıp kalan bir rekâtı kılar. Zira önceden iki rekât kılmış olması ihtimali vardır. Bu durumda namazın sonunda sehiv secdelerini yapar.