Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
      • Akide ve İnanç
        • Ahiret
        • Cennet & Cehennem
        • Haşr
        • Kabir
        • Allah
        • Dinler
        • İnanç Çeşitleri
        • Hıristiyanlık
        • İslamiyet
        • Yahudilik
        • Kader
        • Kutsal Kitaplar
        • Melekler
        • Şefaat
        • Metafizik
        • Cinler
        • Ruh
        • Rüyalar
        • Şeytan
        • Peygamberler
      • Kadın ve Aile
        • Aile İçi İlişkiler
        • Akraba
        • Boşanma
        • Çocuk
        • Emzirme
        • Hayız
        • Kadın- Erkek İlişkileri
        • Karı- Koca Hakları
        • Lohusalık
        • Nikah
        • Nişanlılık
        • Tesettür
      • İbadet
        • Dua
        • Hac & Umre
        • Kurban
        • Namaz
        • Oruç
        • Temizlik
        • Zekat & Fitre & Sadaka
      • Helal & Haramlar
        • Giyim & Kuşam
        • Kumar & Şans Oyunları
        • Müzik
        • Yiyecek & İçecekler
      • Siyer
        • Efendimiz'in Ahlakı
        • Efendimiz'in Ailesi
        • Efendimiz'in Mucizileri
        • Efendimiz'in Savaşları
        • Efendimiz'in Sıfatları
      • Ticaret ve Finans
        • Alışveriş
        • Faiz ve Bankacılık
        • Güncel Meseleler
        • İşçi- İş Veren Münasebetleri
        • Ortaklık ve Sözleşmeler
      • Kur'an-ı Kerim
        • Kur'an Okuma ve Meal
        • Kur'an'ın Özellikleri
      • Ahlak
      • Gündem Yazıları
      • Hadis
      • İslam Tarihi
      • Sosyal İlimler
      • Tefsir
      • Tasavvuf
      • Şahıslar
      • Muhtelif
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
  • Hakkımızda
  • İrtibat
  • Gizlilik Politikası
Hikmet.Net
Sorunuzu Sorun
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
      • Akide ve İnanç
        • Ahiret
        • Cennet & Cehennem
        • Haşr
        • Kabir
        • Allah
        • Dinler
        • İnanç Çeşitleri
        • Hıristiyanlık
        • İslamiyet
        • Yahudilik
        • Kader
        • Kutsal Kitaplar
        • Melekler
        • Şefaat
        • Metafizik
        • Cinler
        • Ruh
        • Rüyalar
        • Şeytan
        • Peygamberler
      • Kadın ve Aile
        • Aile İçi İlişkiler
        • Akraba
        • Boşanma
        • Çocuk
        • Emzirme
        • Hayız
        • Kadın- Erkek İlişkileri
        • Karı- Koca Hakları
        • Lohusalık
        • Nikah
        • Nişanlılık
        • Tesettür
      • İbadet
        • Dua
        • Hac & Umre
        • Kurban
        • Namaz
        • Oruç
        • Temizlik
        • Zekat & Fitre & Sadaka
      • Helal & Haramlar
        • Giyim & Kuşam
        • Kumar & Şans Oyunları
        • Müzik
        • Yiyecek & İçecekler
      • Siyer
        • Efendimiz'in Ahlakı
        • Efendimiz'in Ailesi
        • Efendimiz'in Mucizileri
        • Efendimiz'in Savaşları
        • Efendimiz'in Sıfatları
      • Ticaret ve Finans
        • Alışveriş
        • Faiz ve Bankacılık
        • Güncel Meseleler
        • İşçi- İş Veren Münasebetleri
        • Ortaklık ve Sözleşmeler
      • Kur'an-ı Kerim
        • Kur'an Okuma ve Meal
        • Kur'an'ın Özellikleri
      • Ahlak
      • Gündem Yazıları
      • Hadis
      • İslam Tarihi
      • Sosyal İlimler
      • Tefsir
      • Tasavvuf
      • Şahıslar
      • Muhtelif
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
Sorunuzu Sorun
Hikmet.Net
Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
      • Akide ve İnanç
        • Ahiret
        • Cennet & Cehennem
        • Haşr
        • Kabir
        • Allah
        • Dinler
        • İnanç Çeşitleri
        • Hıristiyanlık
        • İslamiyet
        • Yahudilik
        • Kader
        • Kutsal Kitaplar
        • Melekler
        • Şefaat
        • Metafizik
        • Cinler
        • Ruh
        • Rüyalar
        • Şeytan
        • Peygamberler
      • Kadın ve Aile
        • Aile İçi İlişkiler
        • Akraba
        • Boşanma
        • Çocuk
        • Emzirme
        • Hayız
        • Kadın- Erkek İlişkileri
        • Karı- Koca Hakları
        • Lohusalık
        • Nikah
        • Nişanlılık
        • Tesettür
      • İbadet
        • Dua
        • Hac & Umre
        • Kurban
        • Namaz
        • Oruç
        • Temizlik
        • Zekat & Fitre & Sadaka
      • Helal & Haramlar
        • Giyim & Kuşam
        • Kumar & Şans Oyunları
        • Müzik
        • Yiyecek & İçecekler
      • Siyer
        • Efendimiz'in Ahlakı
        • Efendimiz'in Ailesi
        • Efendimiz'in Mucizileri
        • Efendimiz'in Savaşları
        • Efendimiz'in Sıfatları
      • Ticaret ve Finans
        • Alışveriş
        • Faiz ve Bankacılık
        • Güncel Meseleler
        • İşçi- İş Veren Münasebetleri
        • Ortaklık ve Sözleşmeler
      • Kur'an-ı Kerim
        • Kur'an Okuma ve Meal
        • Kur'an'ın Özellikleri
      • Ahlak
      • Gündem Yazıları
      • Hadis
      • İslam Tarihi
      • Sosyal İlimler
      • Tefsir
      • Tasavvuf
      • Şahıslar
      • Muhtelif
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
Sorunuzu Sorun
© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır | hikmet.net
İBADETNAMAZSORU-CEVAPLAR

Mescidlerin Fonksiyonu ve Günümüzde Mescidler

Asr-ı Saadet’te mescidin fonksiyonları nelerdi? Günümüz şartlarında camilerimizin hem mimarî hem de içtimaî hayattaki yeri zaviyesinden Asr-ı Saadet’teki ruhla yeniden şekillendirilmesi hangi hususlara bağlıdır?

Yazar: Hikmet.Net 12 Mart 2025
Yazar Hikmet.Net 12 Mart 2025
Paylaş: 0FacebookTwitterWhatsappTelegramThreadsBlueskyEmail
72

İçindekiler

  • Caminin Kuşatıcı İkliminde Hall ü Fasl Edilen Meseleler
  • Mescid-i Nebevî’de Kabul Edilen Yabancı Heyetler
  • Kadın-Erkek Herkese Açık Mimarî Anlayış
  • Mescide Gidiş ve Orada Bulunma Adabı

Bu mübarek mekânlar için, biz, “bir araya getiren, cem eden” mânâsındaki “cami” ifadesini kullandığımız gibi, “secde edilen yer, secdegâh” mânâsındaki “mescid” kelimesini de kullanırız. Mescide, rükû edilen yer mânâsında “merkâ” veya ayakta durulan yer mânâsında “makam” denilmemiştir. Çünkü bu iki husus, her ne kadar namazın çok önemli iki rüknü olsa da, bunlardan hiçbiri insanın Allah’a o en yakın hâlini ifade eden secde hâliyle mukayese edilemez. Resûl-i Ekrem Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) bu yakınlığı ifade etme adına,

 أَقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّهِ وَهُوَ سَاجِدٌ 

“Kulun Rabbisine en yakın olduğu an secde hâlidir.” (Müslim, salât 215; Ebû Dâvûd, salât 148) buyurur.

Zira secdede, Allah’ın büyüklüğünü ifadenin yanında insanın kendi küçüklüğünü ortaya koyma gibi iki mülâhaza bir araya gelir; gelir ve bu iki mülâhaza bir araya gelip örtüşünce Allah’a en yakın olma hâli zuhur eder. Evet, kul, tevazu, mahviyet ve hacâlet içinde başını yere koyduğunda ve hatta mümkün olsa başını topraktan daha aşağı götürme azmiyle secdeye kapandığında Allah’a kurbet hâsıl olur. Bir yerde secdenin bu hâli şu sözlerle ifade edilmişti:

         “Baş-ayak aynı yerde, öper alnı seccade;

           İşte, insanı yakınlığa taşıyan cadde..!” (Kırık Mızrap, “Hülyalı Mavilikleriye Geceler”)

Bu noktadan hareketle diyebiliriz ki, mescit, kendi gurbetlerinden sıyrılıp Allah’a yakınlık peşinde koşanların ve bu kurbeti, iksir gibi bilenlerin sık sık koşup boşaldıkları, deşarj oldukları, belki diğer bir mânâda şarj oldukları mübarek mekânın adıdır.

Caminin Kuşatıcı İkliminde Hall ü Fasl Edilen Meseleler

Başta ifade edildiği gibi, “cem eden, toplayan” sözlük mânâsından hareketle cami kelimesini “insanların bir araya gelip toplandığı mekân” mânâsında kullanıyoruz. Fakat insanların bir araya gelip toplanmasını sadece cemaatle namaz eda etme şeklinde anlamak meseleyi daraltma olur. Caminin bu cem etme özelliğini daha geniş çerçevede ele almalıyız. Tabiî, onun bu özellik ve fonksiyonlarını en güzel şekilde anlayabilmek için de öncelikle Devr-i Risalet-penahiye bakmamız gerekir. İşte bu açıdan o altın çağa baktığımızda, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (aleyhissalâtü vesselâm), mesajını sunma, bazı meseleleri istişare etme, aldığı kararları infaz etme, bir problem karşısında alternatif çözümler üretme gibi değişik maksatlarla sahabe-i kiramı mescitte topladığını görüyoruz. Dolayısıyla caminin, namaz için insanları cem eden bir yer olmasının yanı başında, aynı zamanda Müslümanlığa ait pek çok meselenin halledildiği bir mekân olduğu anlaşılmaktadır. Evet, o kutlu mekân, yerine göre bir mektep, yerine göre bir medrese, yerine göre bir tekye, yerine göre de bir ibadethane vazifesi görür. Ayrıca cami, insanların bir araya gelerek itikâf yaptıkları, nefsaniyet ve cismaniyetten tecerrüt ettikleri, Hazreti Pîr’in enfes ifadesiyle hayvaniyetten çıkıp cismaniyeti bıraktıkları, kalb ve ruhun derece-i hayatına yükselip [1]Bediüzzaman, Lem’alar s.170 (On Yedinci Lem’a, On Dördüncü Nota, Dör­düncü Remiz seyahatlerini o yörüngede sürdürdükleri mübarek mekânın adıdır. Bu yönüyle o, sadece erkeklere mahsus bir mekân da değildir. Usûl ve şartlarına riayet edildiği, genel hava bozulmadığı sürece camiler, kadınlar için de bir araya gelip ibadet edecekleri kutlu mekânlardır. Çünkü Asr-ı Saadet’te mescit, erkeğe açık olduğu gibi kadına da açıktı.

Söylenilen bu hususları biraz daha açacak olursak; Mescid-i Nebevî’de halka-i zikirler teşekkül eder, değişik ad ve unvanlarla Zat-ı Vacibü’l-Vücud anılırdı. Aynı zamanda orada sohbet halkaları oluşur ve Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) o mübarek mekânda sohbet ederlerdi. Dışarıdan yeni gelen bir şahıs da hemen o halkaya dahil olurdu. Allah Resûlü de, herkesin kendisini rahatlıkla görebileceği bir yerde dururdu. Zaten O’nu görme bile başlı başına ruhlarda inşirah hâsıl etmeye yetiyordu. Çünkü O’nu görmede insibağ vardır.[2]Bediüzzaman, Sözler s.532 (Yirmi Yedinci Söz, Birinci Hikmet). Evet, İnsanlığın İftihar Tablosu’nun (aleyhissalâtü vesselâm) öyle bir ciddiyeti, Allah karşısında öyle bir duruşu vardı ki, garazsız bir insan O’nu görür görmez hemen çok rahatlıkla dize gelir ve “Sen Allah’ın Resûlü’sün.” derdi. (Tirmizî, kıyâmet 42; İbn Mâce, ikâme 174; Dârimî, salât 156.) Bunun farkında olan sahabe efendilerimiz de, O’nu temaşaya, gözlerinin mimiklerine varıncaya kadar O’nu yakından takibe can atarlardı. Resûl-i Ekrem Efendimiz de (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendisine teveccüh etmiş o insanlara, gönlünün o apak ilhamlarını boşaltırdı. Allah Resûlü, sohbete o kadar önem veriyordu ki, bir gün bir sahabî efendimizin şartları zorlayarak o halkanın içine girmeye çalışmasını takdir etmiş; halkanın arkasında oturmanın dûnhimmetlik olduğunu ifade buyurmuş; halkada yer bulamadığından dolayı ayrılıp giden birisi için ise

 فَأَعْرَضَ فَأَعْرَضَ اللهُ تَعَالَى عَنْهُ 

“O geri döndü, Allah da ondan yüz çevirdi.”

ikazında bulunmuştu. (Buhârî, ilim 8, salât 84; Müslim, selâm 26.)

Mescid-i Nebevî’de Kabul Edilen Yabancı Heyetler

Bütün bunların yanında Allah Resûlü (aleyhi salavâtullahi ve selâmuh) mescitte elçileri kabul buyuruyordu. O’nu görmek, dinlemek, doğru okumak ve O’nun ahval-i şahsiye-i âliyesini temaşa etmek üzere dört bir taraftan heyetler geliyordu. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) Medine’yi harem bölgesi ilan etmiş (Buhârî, cihâd 74; Müslim, hac 475.) olmasına rağmen, orada yabancı elçi ve heyetleri de kabul ediyordu. En sahih hadis kaynaklarında geçtiği üzere Efendimiz (aleyhi ekmelüttehâyâ) Necran Hıristiyanlarını Mescid-i Nebevî’de kabul etmiş ve onlar orada günlerce kalmıştı. (Buhârî, fezâilü ashâbi’n-nebi 21, meğâzî 72; Müslim, fezâilü’s-sahâbe 54-55.)

Evet, Necran Hıristiyanları Mescid-i Nebevî’de yiyip içmişler, orada yatıp kalkmış, aynı zamanda orada kendi ibadetlerini yapmışlardı. [3]İbn Hişâm, es-Sîratü’n-nebeviyye 3/112-114. Böylece O Zât’ın (aleyhissalâtü vesselâm), gece ve gündüzünü okuma ve O’nu (sallallâhu aleyhi ve sellem) daha iyi tanıma imkânını bulmuşlardı. Her ne kadar onlar, önyargı ve sabit mülâhazalarından tamamen sıyrılamasalar da, Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm bu imkânı çok iyi değerlendirmiş, onların gönüllerine girmesini bilmiş ve İslâm’a karşı belli ölçüde kalblerinin yumuşamasını temin etmişti. Zira netice itibarıyla görüyoruz ki, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) onları ibtihale çağırdığında, yani “kimin hak kimin bâtıl üzere olduğunu anlamak için çoluk çocuğumuzu getirip ‘yalancı isek Allah’ın lâneti üzerimize olsun’ diye yemin edelim” teklifinde bulunduğunda, böyle bir şeye teşebbüs edememiş, Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) karşı çıkmama sözü vererek oradan ayrılmayı tercih etmişlerdi. [4]Fahruddîn er-Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb 8/71; ez-Zemahşerî, el-Keşşâf 1/396. Daha sonra ise onlar, Hazreti Pîr’in bir yerdeki ifadesiyle, İslâm’ın havz-ı kebiri içinde eriyip gitmişlerdir.

Görüldüğü üzere mescit, Devr-i Risalet-penahide çok engin bir vazife görüyordu. Orada Kur’ân ve Sünnet talim ediliyor, içtihat ve istinbatlar yapılarak fıkıh mülâhazasının temelleri atılıyor ve gelecekte inkişaf edecek İslâm düşüncesi mayalanıyordu. Damla orada derya oluyor, zerre de güneşe dönüşüyordu. Maalesef biz, zamanla o camilerin kapılarını kapadık ve sadece beş vakit namazda açtık.

Kadın-Erkek Herkese Açık Mimarî Anlayış

Ben şahsen ecdadımızın yaptığı her şeyi takdir ve tebcille karşılarım. Onlar çağlar boyu İslâm ve Müslümanlar için çok güzel hizmetler yapmışlardır. Fakat camileri, çoluk çocuk, kadın erkek herkesin rahatlıkla içine girip her türlü ibadetlerini yapabilecekleri bir mimarî felsefeye tâbi tutmamalarını bir eksiklik olarak görüyorum. Neden bizim camilerimizde, sırf kadınlar için, erkeklerin müşâhedesi altında ezilmeden, harama girme durumuna düşmeden, rahat hareket edebilecekleri, kendi mahremiyetlerine muvafık bir kısım ihtiyaç yerleri düşünülmemiştir? Neden o camilerin bir kenarında mahremiyetle muhat, kadınların da itikâf yapabilecekleri, hususÎ bir kısım itikâfhaneler inşa edilmemiştir? Evet, bu ve benzeri imkânlardan kadınlar niçin mahrum bırakılmıştır? Devr-i Risalet-penahide kadınlar erkeklerin arkasında namaza duruyorlardı. (Müslim, ezân 132; Tirmizî, salât 52; Ebû Dâvûd, salât 97) Zannediyorum, hiçbirimiz dini yaşama mevzuunda o nezihlerden nezih Asr-ı Saadet insanlarından daha hassas ve daha titiz olduğumuz iddiasında değiliz. Çünkü levsiyat akan sokak ve çarşılarımız ve buralarda kirlenen, kararan kalb ve ruh dünyamız bizim nasıl bir hâlde olduğumuzu göstermeye yeter.

Evet, kadınlara yönelik ihtiyaçların bütün yönleriyle ele alınmamasını, caminin tamamiyeti adına bir eksiklik ve gedik olarak görüyorum.

Bu sebeple, camilerimizin kendine has o büyüleyen güzellikleri, yabancılar da dahil, herkesin temaşasına açık hâle getirilmelidir. Evet, herkes, o kutlu mekânların maddî-mânevî baş döndüren güzelliklerini, estetik yönünü, mimarî fevkalâdeliğini temaşa edebilmelidir. Bu maksadın tahakkuku için de camilerimizin hangi mimarî felsefenin tesirinde kalınarak inşa edildiğinin, kubbelerin, mukarnasların, nakış ve çizgilerin hangi mânâya geldiğinin düşünülüp müzakere edilebileceği zemin ve ortam oluşturulmalıdır.

Mescide Gidiş ve Orada Bulunma Adabı

Esasında A’râf Sûresi’ndeki bir âyet-i kerimede cami ve mescitlerin kapısının herkese açık tutulması gerektiğine işaret edilmektedir. Söz konusu âyet-i kerimede Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:

 يَا بَنِي اٰدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُۤوا إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ 

“Ey Âdem’in evladı! Her namaz vaktinde mescide giderken, süsünüz olan elbisenizi giyinin. Yiyin, için fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri asla sevmez.” (A’râf sûresi, 7/31.)

Dikkat edildiğinde görüleceği üzere burada muhataplara

يَا بَنِي اٰدَمَ

 “Ey insanoğulları!” diye seslenilmekte; “Ey Müslümanlar!”, “Ey mü’minler!” veya “Ey namaz kılanlar!” gibi bir hitap ifadesi kullanılmamaktadır. Böyle bir üslûbun tercih edilmesi, yani Hazreti Âdem’e izafe etmek suretiyle hitapta bulunulması, Müslüman olmayan insanlara da camilerin kapılarını açmamız gerektiğine bir işaret olarak anlaşılabilir. Böylece dine, dindara, cami ve mescitlere karşı belli bir önyargı içinde bulunan kimi insanlar, mescide geldiklerinde, o mescidin imrendiriciliği karşısında zamanla önyargılardan sıyrılabilir, o güzel mekânı sevip onun o sıcak ve kucaklayıcı ikliminde eriyebilirler.

Âyetin devamında mahall-i içtima olan mescitlerimize giderken kılık kıyafetimize dikkat etmemiz isteniyor. Günümüz anlayışı içinde de insanlar bir toplantıya gidecekleri zaman günlük iş güç elbiseleriyle oraya gitmiyor, hususî hazırlık yapıp öyle gidiyorlar. Bilhassa cuma namazıyla ilgili vârit olan hadislere baktığımızda meselenin daha titiz ele alındığını görürüz. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) cuma namazına gidecek Müslümanlara, gusül abdesti almalarını, misvak kullanmalarını, güzel koku sürünmelerini, cuma için ayrı bir elbise edinmelerini tavsiye buyurmuştur. (Buhârî, cuma 2-5, 12, 26; Müslim, cuma 1-12.)

Başka bir hadis zaviyesinden meseleye bakacak olursak, Mudar kabilesinden bazı insanlar Mescid-i Nebevî’ye gelmişlerdi. Bunlar imkânsızlıktan dolayı yünden elbiseler giymişlerdi. Fakat sıcak olunca terlemişlerdi ve bunun sonucunda yün kokusu Mescid’in içine yayılmaya başlamıştı. Bunun üzerine Allah Resûlü’nün (aleyhissalâtü vesselâm) gözleri dolmuş ve onları o türlü urbalardan kurtarmak ve daha rahat elbise giymelerini temin etmek için sahabe-i kirama himmet teklifinde bulunmuştu.(Müslim, zekât 69; Nesâî, zekât 64; Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned 4/358.)

Evet, mescitler birer toplantı yeri olması itibarıyla oraya başkalarını tiksindirecek bir keyfiyette gitmekten uzak durulmalıdır. Mü’minlere düşen, ter, ağız kokusu gibi rahatsız edici bir kısım olumsuzluklar olsa da onlara katlanmak olmalıdır. Fakat diğer taraftan insanları öyle bir katlanma mecburiyetinde bırakmamak gerekir. Bu mevzuda ne kadar hassas olunmalıdır? Bağışlayın, mesela kronik bir boğaz faranjiti veya reflüsü olduğundan dolayı başkalarını rahatsız edici bir koku söz konusu ise, vakit geçirmeksizin tedavi yollarına başvurup o hâlin çaresine bakılmalıdır. Hiç kimsenin, yanındaki bir mü’mini rahatsız etmeye hakkı yoktur. Bu tür rahatsız edici hususlar Kur’ân’a, ibadet ü taate kendini salmış bir insanın dikkat ve konsantrasyonunu dağıtabilir.

Bu açıdan mescide giden bir insan en temiz, en güzel elbiselerini giyerek, imkânı varsa güzel kokular sürünerek, imrenilir bir hâl ve vaziyette oraya gitmeye çalışmalıdır. Böyle bir davranış aynı zamanda mü’minlere karşı saygılı olmanın ifadesidir. Diğer yandan insanın, Allah’a en yakın olduğu secdegâha, orayı hafife alıyormuşçasına çirkin kokularla, kirli bir hâlde girmesi uygun değildir. Siz bir büyüğün karşısına çıkarken bile kendinize çekidüzen verirsiniz. Namaz ise Allah’ın huzuruna çıkmaktır. O, hadd-i zatında bir miraçtır. [5]Fahruddîn er-Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb 1/214; es-Suyûtî, Şerhu Süneni İbn Mâce s.313. Şimdi böyle bir yolculuğa çıkan kimsenin Allah’a karşı saygının gereği olarak âzamî derecede temkin ve tedbirli olması gerekmez mi?

Âyetin devamında ayrı bir hususa daha dikkat çekme adına şöyle buyruluyor:

 وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا…

Yani, “(Ey insanlar! Mescide gittiğiniz zaman temiz ve güzel elbiselerinizi giyin, en güzel heyet ve surette bulunun.) Ne var ki, ne giymede, ne yemede, ne de içmede israfa gitmeyin ve hadd-i itidali koruyun. Zira Allah, diğer yerlerde olduğu gibi burada da israf edenleri sevmez.” (A’raf, 7/31) Mesela “Ben her gün yeni bir cübbe giyeceğim.”, “Mescide gitmek için her gün elbisemi ütüleyeceğim.” gibi düşünceler bu mevzuda israf sayılabilir. İşte âyet-i kerime, yeme içme hususunu da hatırlatarak cami bir emirle bize her yerde ve her işte hadd-i vasatı takip etmeyi, hiçbir zaman itidali elden bırakmamayı ve her zaman sırat-ı müstakîm üzere olmayı tavsiye buyurmaktadır.

Kaynak: Yenilenme Cehdi, “Mescidin Fonksiyonları”

Dipnotlar[+]

Dipnotlar
⇡1 Bediüzzaman, Lem’alar s.170 (On Yedinci Lem’a, On Dördüncü Nota, Dör­düncü Remiz
⇡2 Bediüzzaman, Sözler s.532 (Yirmi Yedinci Söz, Birinci Hikmet).
⇡3 İbn Hişâm, es-Sîratü’n-nebeviyye 3/112-114.
⇡4 Fahruddîn er-Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb 8/71; ez-Zemahşerî, el-Keşşâf 1/396.
⇡5 Fahruddîn er-Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb 1/214; es-Suyûtî, Şerhu Süneni İbn Mâce s.313.
camilermescidlermescidlerin fonksiyonu
Paylaş: 0 FacebookTwitterWhatsappTelegramThreadsBlueskyEmail
Hikmet.Net

Her Soru Cevaba Layıktır!

Önceki Yazı
Oruçlu iken yüzme dersi zorunlu olan çocukların orucu bozulur mu?
Sonraki Yazı
Namazda okuduğum cüz, ortak hatimden aldığım cüz yerine geçer mi?

Benzer Yazılar

Şifa Niyetiyle Takılan Maden ve Doğal Taşların Dini Hükmü

Boy abdestinde iğne ucu kadar kuru yer kalmaması şartı mutlak mıdır?

Babalar kız çocuklarının altını değiştirebilir mi?

Bir kişiyi Umre’ye göndermek zekata sayılır mı?

Şeker ölçüm cihazı (kola yapıştırılan) gusül abdestine mani midir?

Kaza namazı kılarken herbiri için ezân okumak ve kamet getirmek gerekir mi?

Bu Hafta En Çok Okunanlar

  • Kur’ân ve Ramazan

  • Kur’an Okumada Asgarî Bir Ölçü Var mıdır?

  • Kur’an’ı okurken bazı yanlışlar yapıyorum. Ne yapayım?

  • Kredi kartına taksitle veya borçlanarak hacca gitmek doğru mudur? Yapılan böyle bir hac geçerli midir?

  • Kredi kartı puanlarını kullanmanın hükmü nedir?

En Son Eklenenler

  • Şifa Niyetiyle Takılan Maden ve Doğal Taşların Dini Hükmü

  • Boy abdestinde iğne ucu kadar kuru yer kalmaması şartı mutlak mıdır?

  • Babalar kız çocuklarının altını değiştirebilir mi?

  • Bir kişiyi Umre’ye göndermek zekata sayılır mı?

  • Şeker ölçüm cihazı (kola yapıştırılan) gusül abdestine mani midir?

E-Bülten

Güncel Soru-Cevaplarımızdan haberdar olmak için Bültenimize Abone Olun!

Editörün Seçimi

Şifa Niyetiyle Takılan Maden ve Doğal Taşların Dini...

16 Temmuz 2025

Boy abdestinde iğne ucu kadar kuru yer kalmaması...

6 Temmuz 2025

Babalar kız çocuklarının altını değiştirebilir mi?

6 Temmuz 2025

Bir kişiyi Umre’ye göndermek zekata sayılır mı?

20 Mayıs 2025

Şeker ölçüm cihazı (kola yapıştırılan) gusül abdestine mani...

20 Mayıs 2025

Güncel Soru-Cevaplarımızdan haberdar olmak için Bültenimize Abone Olun!

hikmet_beyaz_logo
Soru Sor
Facebook Twitter Instagram Youtube Telegram

Linkler

    • Bizimle Çalışın
    • Bize Ulaşın
    • Amacımız
    • Yayın Politikası
    • Telif Hakları
    • Gizlilik Politikası

İşbirliğiyle...

Kategoriler

SORU-CEVAPLAR İBADET AKİDE VE İNANÇ KADIN VE AİLE NAMAZ HELAL-HARAMLAR ORUÇ AHLAK ZEKAT- FİTRE- SADAKA TİCARET VE FİNANS DUA UFKU TEMİZLİK HAC- UMRE KURBAN Gündem Yazıları ÇOCUK MUHTELİF AHİRET YİYECEK İÇECEKLER SİYER METAFİZİK KURAN-I KERİM

© Telif Hakkı 2024, Tüm Hakları Saklıdır  | hikmet.net

  • Hakkımızda
  • İrtibat
  • Gizlilik Politikası
Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz.
Gizlilik PolitikasıTamam
Manage consent

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary
Her Zaman Etkin
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. These cookies ensure basic functionalities and security features of the website, anonymously.
ÇerezSüreAçıklama
cookielawinfo-checkbox-analytics11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics".
cookielawinfo-checkbox-functional11 monthsThe cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional".
cookielawinfo-checkbox-necessary11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary".
cookielawinfo-checkbox-others11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other.
cookielawinfo-checkbox-performance11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance".
viewed_cookie_policy11 monthsThe cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data.
Functional
Functional cookies help to perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collect feedbacks, and other third-party features.
Performance
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Analytics
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Advertisement
Advertisement cookies are used to provide visitors with relevant ads and marketing campaigns. These cookies track visitors across websites and collect information to provide customized ads.
Others
Other uncategorized cookies are those that are being analyzed and have not been classified into a category as yet.
KAYDET & ONAYLA
Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
      • Akide ve İnanç
        • Ahiret
        • Cennet & Cehennem
        • Haşr
        • Kabir
        • Allah
        • Dinler
        • İnanç Çeşitleri
        • Hıristiyanlık
        • İslamiyet
        • Yahudilik
        • Kader
        • Kutsal Kitaplar
        • Melekler
        • Şefaat
        • Metafizik
        • Cinler
        • Ruh
        • Rüyalar
        • Şeytan
        • Peygamberler
      • Kadın ve Aile
        • Aile İçi İlişkiler
        • Akraba
        • Boşanma
        • Çocuk
        • Emzirme
        • Hayız
        • Kadın- Erkek İlişkileri
        • Karı- Koca Hakları
        • Lohusalık
        • Nikah
        • Nişanlılık
        • Tesettür
      • İbadet
        • Dua
        • Hac & Umre
        • Kurban
        • Namaz
        • Oruç
        • Temizlik
        • Zekat & Fitre & Sadaka
      • Helal & Haramlar
        • Giyim & Kuşam
        • Kumar & Şans Oyunları
        • Müzik
        • Yiyecek & İçecekler
      • Siyer
        • Efendimiz’in Ahlakı
        • Efendimiz’in Ailesi
        • Efendimiz’in Mucizileri
        • Efendimiz’in Savaşları
        • Efendimiz’in Sıfatları
      • Ticaret ve Finans
        • Alışveriş
        • Faiz ve Bankacılık
        • Güncel Meseleler
        • İşçi- İş Veren Münasebetleri
        • Ortaklık ve Sözleşmeler
      • Kur’an-ı Kerim
        • Kur’an Okuma ve Meal
        • Kur’an’ın Özellikleri
      • Ahlak
      • Gündem Yazıları
      • Hadis
      • İslam Tarihi
      • Sosyal İlimler
      • Tefsir
      • Tasavvuf
      • Şahıslar
      • Muhtelif
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog