Bu hususta âdetli kadın için iki farklı durumdan bahsedilebilir. Şöyle ki; kadının, on günden az olan âdeti mutad vaktinde biter ve vaktin sonunda bir namaz vakti kadar süre bulunursa bu namazı kaza etmesi gerekir. Namaz vakti, yıkanıp giyinecek ve namaz için tekbir alacak kadar bir zaman olarak takdir edilmiştir. Hayzın namaz vaktinden önce veya namaz vaktinin başında yahut bir namaz kılacak kadar dahi zaman olsa bile vaktin sonunda kesilmesi hükmen eşittir. Hayzın namaz vaktinin başında namaz kılacak kadar bir vakitten sonra kesilmiş olması ile namaz vaktinin sonunda namaz kılacak kadar bir vakitten sonra kesilmesi eşittir. Yani kadın her iki durumda da bu namazları kaza eder.
Hayzın on günde kesilmesi durumunda namaz için başlangıç tekbiri alacak kadar bir zaman olursa kadın, bu namazını kaza eder. Kadının bu durumda yıkanmaya imkânı olup olmaması önemli değildir. Önemli olan bu kadar dahi olsa bir vaktin varlığıdır.
Yukarıda zikredilen iki farklı durumun temeli şuna dayanır: Kadın on günden az olan âdetinden temizlenmek için gusül aldığında bu müddet hayızdan sayılır. On günü tamamlayan âdette ise gusül müddeti, hayızdan sayılmaz. Kadın bu hâlinde âdetin azami müddeti olan on günü tamamladığı için temiz sayılır ve namaz için başlangıç tekbiri alacak kadar vakit olursa bu namazın kazası üzerine vacip olur. (İbn Âbidîn, Haşiyetü İbn Âbidîn, 2/282-290.)
Kaynak: Kadın ve Aile İlmihali