Bir kimse, kıldığı bir namazın rekatlarında şüphelense bakılır: Eğer bu şübhe kendisine ömründe ilk kez arız olmuşsa, o namazı yeniden kılar. Çünkü Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem; “Sizden biri namazında kaç rekat kıldığı hususunda şüpheye düşerse namazı yeniden kılsın.” buyurmuştur. (Zeylaî, Nasbu’r Râye, 2/1732.) Fakat birkaç defa olmuşsa araştırır ve kanaatine göre hüküm verir. Bu hususa dair hadisi şerif de şöyledir: “Sizden biri şüphelendiği zaman doğruyu araştırsın ve galip kanaatine göre namazını tamamlasın.” (Buhari, Sehv 6-7; Müslim, Salât 19-20.) Namazı yeniden kılması gerekmez. Araştırmada kalbin şahidliği yeterlidir.
Mesela, sabah namazını kılarken bir rekat mı kıldım, iki rekat mı? diye şübhelenip de bir rekat kılmış olduğuna kalben hüküm verse, ihtiyaten buna bir rekat daha ilave eder. Bu husustaki tereddütlerinden dolayı da sehiv secdeleri yapar. Aksine olarak iki rekat kılmış olduğuna hüküm verirse bu takdirde oturur. Teşehhüdden ve selamdan sonra sehiv secdelerini yapar. Hiç birine karar veremiyorsa, az olanı esas alır, çünkü az olanda kesinlik vardır. Bu konuda ise, şöyle bir hadisi şerif beyan buyurulur:
“Sizden biri namazında şüphe ederse, üç mü yoksa dört mü kıldığını bilemezse, şüphelenmeyi bıraksın ve en az rekatı esas alarak namazına devam etsin.” (Zeylâî, a.g.e. 2/174.)
Bu durumda bir rekat daha kılar; ancak bu takdirde şübhelendiği rekatin sonunda oturur. Ondan sonra kalkıp o bir rekatı kılar. Çünkü önceden iki rekat kılmış olması ihtimali vardır. Bu durumda namazın sonunda sehiv secdelerini yapar.
Dört rekatlı bir namaza başlamış olan kimse, kıldığı rekatın birinci rekat mı, ikinci rekat mı? olduğunda şübhe edip bir bir karar veremezse, kendisini bir rekat kılmış sayar ve her bir rekatın sonunda ihtiyat olarak bir kere teşehhüd mikdarı oturur; bu şekilde dört defa kade yapılmış olur. Çünkü birinci sayılan rekatın ikinci ve üçüncü sayılan rekatın dördüncü rekat olması ihtimali vardır.Bir kimse kıldığı rekatın ikinci rekat mı, üçüncü rekat mı? olduğundan şübhe etse, bu rekatın sonunda oturmaz. Bir tarafı tercih edemezse, bunu ikinci rekat sayar. Geri kalan rekatları da tamamlar. Akşam namazı ile vitir namazı bu hükmün dışındadır. Bu şekildeki bir şüphelenme bu namazlardan birinde olursa, oturmak gerekir. Çünkü şübhelenilen rekatın üçüncü rekat olması da ihtimal dairesindedir. Bu durumda teşehhüdden sonra bir rekat daha ilave edilir. Çünkü şübhelenilen rekatın ikinci rekat olması da mümkündür. Sonunda da sehiv secdeleri yapılır.
Dört rekatlı namazlarda, kılınan rekatın dördüncü rekat mı, beşinci rekat mı olduğunda ve sabah namazında kılınan rekatın ikinci rekat mı, üçüncü rekat mı olduğunda, akşam ile vitir namazlarında da kılınan rekatın üçüncü rekat mı, dördüncü rekat mı, olduğunda şübheye düşülse, sonunda oturulur ve teşehhüdden sonra kalkılıp bir rekat daha kılınır. Çünkü bu rekatların üçüncü, dördüncü veya beşinci rekat olması muhtemeldir. O halde ilave edilen birer rekat ile fazla olan mikdar nafile olmuş olur. Sonunda da sehiv secdeleri yapılır. Bu şübhe, kıyam veya rükü veya rükudan kıyama geçiş halinde olduğuna göredir.
İlk secde yapıldıktan sonra şübhelenme olursa, ittifakla namaz batıl olur. Çünkü şübhe edilen rekat fazla olup son oturuşun terk edilmiş olması ihtimali vardır.
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali