Değerli kardeşimiz,
Her şeyden önce, dünyadan göçen ruh, o âlemlerde kendisine lâzım olacak hediyeleri, erzakı ve istifade edeceği hemen her şeyi, bu dünyadan bizzat kendisi götürecek, İlâhi bir kaide olarak her nefis, burada kazandığını orada hazır bulacaktır. Nasıl bir ülkeden diğerine geçilirken pasaport ve vize isteniyorsa, aynen bunun gibi, kabirde başlayıp tâ Cennet’in kapısına kadar uzanan hayatında da insandan şekil ve kalıp değil, kalbde iman ve amel-i salih istenecektir. Ayrıca, şefaat dairesine girebilmek için de, adres bırakmak, alında, yüzde nur, işaret ve alâmet taşımak gerekecektir. Binaenaleyh, giden nasıl ve neyle gitmişse, orada öyle muamele görecektir. Ancak, üç menfez ve pencere vardır ki, bunlardan da istifade mümkündür:[1]Bkz. Müslim, vasiyet 14; Ebû Dâvut, vesâyâ 14; Tirmizî, ahkâm 36.
a. Sadaka-i cariye denilen, insanların istifade edebileceği yol, köprü, cami, çeşme, mescid, vakıf müesseseleri ve bunları en verimli ve hayırlı şekilde kullanacak nesillerin yetişmesi için de yurtlar, yuvalar, mektepler ve müesseseler yapmak gibi salih amellerde bulunmaktır ki, arkada bırakılan bu türden bir müessese ayakta kaldığı müddetçe, Efendimiz (sav)’in beyanları çerçevesinde, iyi bir çığıra vesile olunduğu için Kıyâmet’e kadar orada yetişenlerin kazandıkları sevapların bir misli de, bu müesseseleri kuranların amel defterlerine kaydedilecektir.
b. İlim erbabının bıraktığı eserler de sadaka-i cariyedendir. Âlim, kapasitesine göre bunlardan alacağı mükâfatı alır. Ayrıca ilim erbabına omuz verme, sahip çıkma, hakiki ilim yolunda yürüyen ve ayaklarının altına meleklerin kanatlarını yaydığı nesle kanat germe ve onların kitap, defter, yiyecek ve giyeceğini temin etme şeklinde yapılan çalışmalar da, hayır cihetinde kapanmaz birer menfez ve birer sadaka-i cariye sayılabilir.
c. Giden ruh, ardından hayırlarda bulunacak ve hayırlı nesiller yetiştirecek hayırlı bir evlâd ister. Allah, zaten çocuklarınızın dünyasını hazırlamıştır; siz de onlara sahip çıkmış, müesseselerini hazırlamış, hizmet vermiş ve yetişmelerine itina göstermişseniz, bu takdirde arkanızda hayırlı evlâdlar ve nesiller bırakmışsınız demektir. Ancak bıraktığınız böyle bir nesildir ki, ahiret hesabına size yararlı olacaktır. Yoksa giden ruh, ne helva, lokma, yemek; ne yedinci, kırkıncı ve elli ikinci gece, ne mevlit, ne paralı hatim, ne telkin, ne devir, ne de duvara asılacak eski bir resim bekler! Frekans tutarsa onları ziyaret et, selâm ver ve kendi gönlünü hoplat; dilde duâ ve istiğfar, gözünde de damla damla yaş olsun.. ve onlara, o âlemde geçer akçe olan hediyeler gönder!
Bunlar, insanın ölmeden önce yapacağı şeylerdir. Arkada kalanların ölenlere göndereceği şeyler ise genel olarak; dua, istiğfar ve sadaka sevabıdır. Ölen için namaz kılıp, oruç tutarak sevabını bağışlamak gibi hususlar da zikredilir ki, bu da Allah’ın rahmetinden ümit edilerek yapılabilir.
Kaynak: İ. Gölgesinde I
Selametle kalınız.
Dipnotlar
⇡1 | Bkz. Müslim, vasiyet 14; Ebû Dâvut, vesâyâ 14; Tirmizî, ahkâm 36. |
---|